Tasavvuf

Hz. Mevlânâ’nın “Ne Olursan Gel..!” Rubâîsini Nasıl Anlamalıyız?

Günümüzde Mevlânâ’nın Batı’da ve Amerika’da ilgi odağı olduğu mâlum. Batılılar Rûmî unvânıyla andıkları Mevlânâ’yı İslâm’dan ayrı bir sûfî şâir olarak görmekted

Tasavvuftaki Diğer Din ve İnanç Mensûblarına Hoşgörülü Yaklaşımın Ölçüleri Nelerdir?

Tasavvuftaki diğer din ve inanç mensûblarına hoşgörülü yaklaşı-mın ölçüleri nelerdir? Bu çerçevede tasavvufun birlikte yaşama geleneğine ne tür katkılarından sö

Avrupa ve Benzeri Ülkelerde İslâm Tarikatlar Vasıtasıyla Yayılabilir mi?

İslâmiyetin tarîkatlar vâsıtasıyla yayıldığı târihî bir gerçektir. Günümüzde Avrupa ve benzeri ülkelerde bu nasıl gerçekleştirilebilir? Prof. Dr. Hasan Kamil Yı

Günümüz Tarikat Mensûbları Kendi Tarîkatlarının Özünü Yeterince Kavrayabiliyorlar mı?

Tarîkatların şu anki mensûbları, kendi tarîkatlarının özünü yete-rince kavrayabiliyorlar mı? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyor..

Çeşitli Tarîkatların Durumlarını Geçmişteki Uygulamalarıyla Kıyaslar mısınız?

Çeşitli tarîkatların durumlarını geçmişteki uygulamalarıyla kıyaslar mısınız? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyor..

Her İnsan İstediği Zaman Tarîkata Girebilir mi?

Kişilerin dînî bakımdan istenilen yere gelmeden tarîkata girmesine nasıl bakıyorsunuz? Sizce her insan istediği zaman tarîkata girebi-lir mi? Prof. Dr. Hasan Ka

Kaç Tane Hak Tarîkat Vardır? Bugün Bu Tarîkatların Devamı Var mıdır?

Kaç tane hak tarîkat vardır? Bugün bu tarîkatların devamı var mıdır? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyor...

Tarîkatların Farklı İsimle Anılmaları Neden Kaynaklanmaktadır?

Tarîkatların farklı isimlerle anılmasının sebebi nedir? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyor...

Ümmînin, Fıkıh Öğrenmeden Tasavvufa Girmesi Câiz midir?

Ümmînin, fıkıh öğrenmeden tasavvufa girmesi câiz midir? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyor...

Sufinin Manevi Gelişimi Tamamlaması İçin İlmi Araştırma mı Yoksa Dünyadan El Etek Çekmesi mi Gerekir?

Herhangi bir tarîkata intisâb eden kimse mânevî gelişimini tamam-lamak için ilmî araştırma yoluna mı girer? Yoksa pasif mistik bir tavırla dünyâdan el etek mi ç

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.