TARİHİMİZ

Kanuni Sultan Süleyman'ın Yüzüğündeki Sır Neydi?

Kânûnî Sultan Süleyman ile Yahyâ Efendi arasında geçen şu hâdise, onların birbirlerine olan yakınlıklarını ne güzel sergiliyor...

Böyle 'muhteşem' Olunur!

Kânûnî devri, gerçekten ve ihlâsla yaşanan bir İslâm’ı sergilemiş, cihâna örnek olmuş, “muhteşem”liğini her hususta dün­yaya tescil ettirmiştir.

Enfüsi Bir Alemin Seyyahı

Selçuklu döneminin ünlü ressamının gönlünü uyandıran, O’nu hayret, dehşet ve ürperiş içinde derin düşüncelere daldıran ve enfüsî bir âlemin seyyâhı eyleyen hadi

Sultan Abdülmecid'in 500 Kuruşu Bulundu!

Osmanlı padişahı Sultan Abdülmecid tarafından 1849'da bastırılan, ancak bugüne kadar basılı hali, kalıbı ve görseli dahi görülmeyen 5. emisyon kağıt 500 kuruş,

İngiliz Kralı 'osmanlı Adaletini' Örnek Aldı

Osmanlı'da nâil oldukları adâlet sebebiyle hris­ti­yan tebaanın devlete bağlılığını gösteren ibretlik misâller...

Allah Dostlarının Fazilet Ufku

Mevlânâ Hazretleri, sır ve hikmet tecellîleriyle olgunlaşarak zâhirî ilimlerin hudutlarını aştı, gönül iklîminde aşk-ı peygamberî ile bambaşka mânâ ırmakları ça

Osmanlı Gayr-i Müslimlere Nasıl Bakıyordu?

Bugün ta­rih ilminin çözemediği hâdiselerden biridir Pîrî Reis’in dün­ya haritası. Bu haritada “Grönland Adası”, aslına uygun olarak üç parça gösterilmektedir.

Hayallere Sığmayacak Büyük Düşünce!

Osmanlı Devleti'nde Kanuni devri, bütün bir cemiyet fertlerinin, asâlet, ciddiyet ve îman vec­di ile coşkun çağlayanlar hâlinde olduğu bir devirdi. Bu devirde î

İşte O Koltuğun Sırrı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya Başbakanı Angela Merkel'in oturduğu koltuklar harap haldeki 470 parça mobilya arasında yer alıyordu.

Osmanlı'nın Gücünü Bu Mektupla Anlayın!

Tarihçi Hammer, Osmanlı padişahının Fransa kralına yazdığı mektup üzerine Fransa’da dansın tam yüz yıl yasaklandığını söylüyor.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.