İSLAM VE İHSAN

Bollukta ve Darlıkta İnfak Etmek

Osman Nûri Topbaş Hocaefendi, bollukta ve darlıkta infak etmenin ve kul hakkının ehemmiyetinden bahsediyor.

Sadaka Vermekte Acele Etmenin Ehemmiyeti

Âhiret azığımızın tedâriki demek olan amel-i sâlihler için dem, bu demdir. Hadîs-i şerîflerde, sahip olduğumuz nîmetlerden tek tek hesaba çekileceğimiz hatırlat

Peygamberimiz'in Misafirlerine Hizmeti

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) misafirlerine nasıl hizmet ederdi? İşte hadis-i şeriflerde Efendimiz'in misafirlere hizmetlerinden örnekler.

Bahâüddîn Nakşibend Hazretleri Nefsini Nasıl Terbiye Etti?

Bahâüddîn Nakşibend Hazretleri intisâbının ilk yıllarında, nefsini terbiye edip gurur ve kibrin zıddı olan hiçlik hâline ulaşmak için,

Âd Kavminin Başına Gelen Musibetler

Allâh Teâlâ onlardan üç yıl yağmuru kesti. Onlar yağmur için Mekke’ye bir heyet gönderdiler. Çok geçmeden gökyüzünde bulutlar peydâ oldu.

Sabır Âbidesi Sahabîler

Oruçlu olduğu bir gün, Abdurrahman bin Avf -radıyallâhu anh- için zengin bir iftar sofrası hazırlanmıştı. Ancak o, yemeklere bakıp şöyle demişti: “Mus’âb bin U

Varlıkta ve Darlıkta Sabır

Cenâb-ı Hakk’ın esmâsından biri de “es-Sabûr”dur. Yâni Cenâb-ı Hak, kullarına mühlet verir ve bu zaman zarfında kendisine nankörlük edenlere dahî rı­zık vererek

Siber Saldırılardan Korunmanın Yolu

Türkiye Bilişim Derneği Başkanı İlker Tabak, siber saldırılardan korunmak için zor tahmin edilebilecek şekilde belirlenecek parolaların sık sık değiştirilmesi g

Kimlere İtaat Etmeliyiz?

Kelime mânâsı, “söz dinleme, boyun eğme, buyruğa uyma” olan itaat kelimesi; ıstılah olarak, “verilen buyruğa ittibâ etme, emre uyma, boyun eğme, âmirin emirleri

Doğru Beslenmenin Faydaları

İstanbul Bilim Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Elmacıoğlu, protein ve karbonhidratlardan oluşan beslenme programının beynin

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.