İslam Dininin 3 Temel Özelliği

İslam dininin özellikleri nelerdir? İlk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem’in (a.s.) tebliğ ettiği ilk “Tevhid dini” ile diğer semavi dinlerin bir devamı, bunların sonuncusu ve en mükemmeli İslam dininin 3 temel özelliği nedir? Diyanet açıkladı.

Hak dinlerin, başka bir deyişle semavi dinlerin sonuncusu İslamiyet’tir. Bu dini tebliğ eden son Peygamber Hz. Muhammed’dir (s.a.s.), kitabı da Kur’an-ı Kerim’dir.

SON DİN İSLAM

İslam dini, ilk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem’in (a.s.) tebliğ ettiği ilk “Tevhid dini” ile diğer semavi dinlerin bir devamı, bunların sonuncusu ve en mükemmelidir. Kur’an-ı Kerim’de yer alan inanç esasları ne ise ilk peygamberin tebliğ ettiği inanç esasları da aynı idi. Kur’an-ı Kerim’den önce indirilmiş olan kitaplarda da bu esaslar yer almıştır.

İslam’dan önceki semavi dinler, esasta bir oldukları hâlde, bunlar zamanla değişikliğe uğrayarak bozulmuşlardır.

İşte bu sebeple, son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.s.), Allah tarafından en son ve en büyük yol gösterici olarak görevlendirilmiştir.

İSLAM DİNİNİN 3 ÖZELLİĞİ

İslam dininin birtakım özellikleri vardır ki başlıcaları şunlardır:

  1. İslam Dini Son Dindir

Semavi dinlerin hak dinler olduğunu ve ilk hak dinin, ilk insan ve ilk peygamber Âdem (a.s.) tarafından tebliğ edildiğini belirtmiştik. Zamanla insanlar kendilerine gönderilmiş olan dinin esaslarından uzaklaşınca Allah, gönderdiği peygamberlere ilk “Tevhid dini”ni yenilemiş ve insanların bozduklarını peygamberleri vasıtasıyla düzeltmiştir. Semavi dinlerin esaslarında bir değişiklik olmamış, zamana ve şartlara göre değişen, amel ile ilgili hükümler olmuştur.

İşte böylece, son peygamber Hz. Muhammed (s.a.s.), Allah’ın kendisine vahyettiği İslamiyet’i tebliğ etmiştir.

Hz. Muhammed (s.a.s.), son peygamber olduğu gibi, getirdiği İslamiyet de son dindir. Âdem (a.s.) ile başlayan ve Allah’ın birliği esasına dayanan tevhid dini, gelişerek İslamiyet’le olgunlaşarak tamamlanmıştır. Artık bundan sonra yeni bir din gönderilmeyecek, İslam’ın hükümleri, Allah’ın dilediği zamana kadar yürürlükte kalacaktır.

Her şeyin sonuncusu, kendinden öncekilere nisbetle daha mükemmeldir. İslam dini de bunun gibi, kendinden önceki semavi dinlere göre böyledir.

Bunun için Allah, son din olan İslam’ın hükümleriyle bütün insanları yükümlü tutmuş ve ancak insanların bu dini benimsemelerinden razı olacağını bildirmiştir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur:

“Allah katında din, şüphesiz İslamiyet’tir.” (Âl-i İmrân Suresi, 19)

“Kim İslam’dan başka bir din ararsa bilsin ki kendisinden asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân Suresi, 85)

“Bugün sizin için dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetlerimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı beğendim.” (Maide Suresi, 3)

  1. İslam Dininin Değişmeyen Esasları Vardır

İslam dininin değişmez birtakım esasları vardır. Bunlar, itikad, amel ve ahlakla ilgili hükümler olmak üzere üç kısma ayrılır:

a) İtikadla ilgili esaslar

İtikad, “bir şeye inanmak, gönülden bağlanmak” demektir.

İslam itikadını teşkil eden ve bütün semavi dinlerde de yer alan bu temel hükümler: Allah’a, meleklerine, peygamberlerine, kitaplarına, ahiret gününe, kaza ve kadere inanmaktır.

b) Amel ile ilgili esaslar

İslam’ın amel ile ilgili esasları, insanların yaptıkları işlerle ilgili olan hükümler, emir ve yasaklardır.

Bunlardan, Allah ile kulları arasındaki ilişkilerle ilgili olanlar ibadetlerdir.

Amel ile ilgili esaslardan bir kısmı da insanın kendisiyle başkaları arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlerdir. Başkalarının haklarına saygılı olmak, kimsenin canına, malına ve namusuna saldırmamak gibi hususlar, bu kısma girer.

c) Ahlak ile ilgili esaslar

İslam’ın ahlak ile ilgili esasları da ahlakın güzelleşmesini, vicdanın terbiyesini ve ruhun yükselmesini amaçlar.

İslam dininin, itikad, amel ve ahlak ile ilgili hükümleri, hem ferdin hem de toplumun mutluluğu içindir.

  1. İslam Evrensel Bir Dindir

İslam dini son din olduğu gibi, aynı zamanda tüm insanlığın da dinidir. İslam dininden başka, bu nitelikte olan başka bir din yoktur. Mesela, Tevrat’ta Yahudiliğin evrensel olduğuna dair bir kayıt mevcut değildir. Aksine Yahudiliğin tamamıyla İsrailoğullarına mahsus bir din olduğu söylenmektedir. Hatta onlar, Yahudiliğe ilgi duyanları bu isteklerinden vazgeçirmek için dinlerinin çok zor olduğunu ve tahammül edilmez hükümleri bulunduğunu söylerler. Hıristiyanlık da evrensel bir din değildir. Çünkü Hz. İsa (a.s.), kendisinden önceki peygamberler gibi o da belli bir kavme peygamber olarak gönderilmiştir. Bizzat Hz. İsa (a.s.), kendisinden sonra gelecek peygamberi müjdelemiştir.

İslamiyet’e gelince, onu tebliğ eden Muhammed (a.s.), son peygamberdir. O, kendisinden önceki peygamberler gibi bir kavme veya bir millete değil, tüm insanlara gönderilmiş, âlemlere rahmet olarak gelmiştir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur:

“(Ey Muhammed!) de ki ey insanlar, doğrusu ben, Allah’ın hepiniz için gönderdiği peygamberiyim.” (A'râf Suresi, 158)

“(Ey Muhammed!) Biz seni bütün insanlara ancak müjdeci ve uyarıcı olarak göndermişizdir, fakat insanların çoğu bilmezler.” (Sebe' Suresi 28)

“(Ey Muhammed!) Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiyâ Suresi, 107)

Hz. Muhammed (s.a.s.), bütün insanlara gönderilmiş son peygamber olunca, onun tebliğ ettiği din de bütün insanların dini olması gerekir ve öyledir de.

Kaynak: İslam İlmihali, Diyanet

İslam ve İhsan

İSLAM DİNİ NEDİR?

İslam Dini Nedir?

İSLAM DİNİNİN TEMEL ÖZELLİKLERİ

İslam Dininin Temel Özellikleri

İSLAM’IN 13 ÖZELLİĞİ

İslam’ın 13 Özelliği

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.