Doktor Özüdoğru: Bu Süreçte 'Genciz, Atlatırız' Diyenlerin Ciddi Sıkıntılar Yaşadığına Şahit Olduk

Siirt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Osman Özüdoğru, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadele eden hastaların yaşadığı zorlu süreci anlattı.

Pandemi hastanesine dönüştürülen Siirt Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görev yapan Özüdoğru, yaptığı açıklamada, Kovid-19 tedavisi gören çoğu hastanın nefes alabilmek için çaba gösterdiğini söyledi.

"Hem doktorlar hem diğer sağlık çalışanları hem de hastalar son derece endişeli." diyen Özüdoğru, hastalarda ölüm korkusunu gördüklerini aktardı.

Özüdoğru, bazı hastalarda tedavilerinin ardından stres bozukluğu yaşandığını dile getirerek, sağlık çalışanlarının aileleri ve yakınları için de endişe duyduğunu aktardı.

"Sağlık personelinin endişesi hastalığın kendisine bulaşması değil, yakınlarının, ailelerinin, çocuklarının virüsü kapmasından korkuyorlar. Ben de aynı şeyi düşünüyordum." ifadelerini kullanan Özüdoğru, yaşadığı endişeli sürece ilişkin şunları kaydetti:

"2 aylık kızımı memlekete göndermek zorunda kaldım. O zorlu süreçte yaklaşık 45 gün ayrı kaldık. Daha sonra yavaş yavaş normalleşmeye başlayınca aileme kavuştum. En çok anne, babaya ihtiyaç duyduğu dönemde kızımdan ayrı kalmak beni yıprattı ama bu ayrılık sayesinde hastalığı eşime ve çocuğuma bulaştırmayacak olmam beni teskin etti."

Özüdoğru, kaybettikleri hastalar için üzüldüklerini, yaşama dönen hastaları için de büyük mutluluk yaşadıklarını belirtti.

Bu zorlu süreçte 4 kızı ve eşiyle hastanede koronavirüs tedavisi gören bir kadının yaşadıklarından çok etkilendiğini ifade eden Özüdoğru, kadının yoğun bakımdaki eşi ile kızları için endişelendiğini, kızların da anneleri için endişe ettiğini söyledi.

Özüdoğru, yaşlı hastaların taburcu edildiği anı unutamadığını aktararak, 80-90 yaşında hastaların taburcu edildiklerinde kendilerine dua etmesinden, ellerini açıp Allah'a şükretmelerinden çok etkilendiğini dile getirdi.

Virüs bulaşıcı ve ölümcül

Virüsün bulaşıcı ve ölümcül olduğuna dikkati çeken Özüdoğru, daha önce hiçbir sağlık sorunu bulunmayan hastaların da süreci çok zor geçirebildiğinin altını çizdi.

Özüdoğru, bazı hastaları yoğun bakımdan çıktıklarında dahi serviste 1,5 ay yatırmak zorunda kaldıklarını kaydederek, "Çünkü nefesleri hala düzelmiyordu. Bazı hastaları da oksijen tüpü ve cihazlarla evlerine gönderdik." ifadelerini kullandı.

"Kalabalık ve kapalı ortamlardan uzak durmalarını tavsiye ediyoruz"

Vatandaşları koronavirüse karşı kurallara uymaları konusunda uyaran Özüdoğru, şöyle konuştu:

"Bu süreçte genç ve başka herhangi bir hastalığı olmayan, son derece kuvvetli, bağışıklığının güçlü olduğunu söyleyen hastalarımız ve tanıdıklarımız oldu. 'Bize bir şey olmaz, genciz, atlatırız, bu griptir.' diyenlerin hem serviste hem yoğun bakım ünitesinde solunum sıkıntısı çektiğine, ateşler içinde kaldığına şahit olduk. Vatandaşlarımızın, Sağlık Bakanlığımızın tavsiye ettiği maske, hijyen ve mesafe kuralına uymalarını öneriyoruz. Kalabalık ve kapalı ortamlardan uzak durmalarını tavsiye ediyoruz. Toplu bulunulan düğün ve taziye gibi her türlü organizasyondan kaçınılmasını sağlık için öneriyoruz."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.