Diyanet İşleri Başkanı: Amacımız Namazlı, Abdestli, Ahlaklı, Haramı, Helali Bilen Bir Nesil Yetiştirmek

Eğitime Destek Platformu toplantısında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Bizim bütün amacımız namazlı, abdestli, ahlaklı, haramı helali bilen bir nesil yetiştirmek.” dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İstanbul’da Eğitime Destek Platformu’nun çevrimiçi olarak gerçekleştirdiği istişare toplantısına katıldı.

Toplantıda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, birlikten her zaman kuvvet doğduğunu belirterek, “Nerede birlik varsa orada daha fazla verim alınıyor. Eğitime Destek Platformu’nun kurulmuş olması, faaliyetlerini düzenli bir şekilde yürütüyor olması işte bu birlik ve beraberliğin, bu farklı farklı platformların, farklı farklı derneklerin gücünün nasıl kuvvete dönüştüğünü bize gösteriyor.” diye konuştu.

Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü ve İlahiyat fakülteleri ile işbirliği içerisinde olduklarını dile getiren Başkan Erbaş, “Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’ne hafızlık proje okulları faaliyetleri bağlamında destek veriyoruz. İmam Hatip okullarına daha nitelikli öğretmen ve Diyanet İşleri Başkanlığı’na daha nitelikli personel yetiştirmek için Diyanet-İlahiyat-Din öğretimi çalışma komisyonu kurduk, periyodik toplantılar yapıyoruz” dedi.

“Gençlerimizi, çocuklarımızı ellerinden tutup namaza getirelim”

Başkan Erbaş, “Gençlerimizi, çocuklarımızı lütfen ellerinden tutup camilere namaza getirelim” çağrısında bulunarak, sözlerine şöyle devam etti:

“Namaz çok önemli. Bizim bütün amacımız namazlı, abdestli, ahlaklı, haramı, helali bilen, milli ve manevi değerlerine bağlı bir nesil yetiştirmek. Eğitime Destek Platformu’nda konuşan her hocamızın, her kardeşimizin nihai hedefi, alnı secdeli, ibadetini ihmal etmeyen bir nesil yetiştirmek. Öyleyse biz hep birlikte bu hususa daha çok önem vermeliyiz ve namazlarını ihmal etmemeleri için gençlerimize destek olmalı, güzel bir öğütle, sıcak bir yaklaşımla teşvik etmeliyiz” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.