Bir Seferde 3 Talakla Boşamanın Hükmü

Bir defada üç talakla boşamanın hükmü nedir?

Cevap: Kur’an-ı Kerîm’de şöyle buyurulur: Boşama iki defadır. Bun­dan sonra ya iyilikle tutmak, yahut da güzellikle serbest bırakmak vardır..” [1] “Bundan sonra erkek kadını (üçüncü defa olarak) boşarsa, bu durumda, kadın başka birisiyle evlenmedikçe, artık kendisine helal olmaz. Eğer ikincisi de onu boşarsa, Allah’ın sınırlarını ayakta tutacakları kanaatinde iseler, birbirlerine dönmelerinde bir sakınca yoktur.” [2] Ey Peygamber! Kadınları boşadığınızda, iddetleri içinde boşayın ve iddeti sayın..”[3] Yukarıdaki âyetler dikkatlice incelendiğinde, kadının aynı anda değil, ayrı zamanlarda boşanabileceği sonucuna ulaşılır. Nitekim Buhârî ve Müslim’in boşanma konusunun hemen başında verdikleri Abdullah İbn Ömer’in eşini boşama olayı, yukarıdaki âyetlerin uygulama şeklini belirlemektedir. Abdullah (r.a) eşini âdetli iken boşamıştı. Hz. Ömer durumu Allah’ın Elçisi’ne sormuş ve kendisine şu cevap verilmiştir: “Oğluna emret, eşine dönsün, sonra onu temizlik günlerine kadar tutsun, sonra âdet görsün, sonra temizlik günlerine ulaşsın, bundan sonra isterse tutsun, isterse cinsel ilişkiye girmeksizin boşasın. İşte Allah’ın, içinde kadınların boşanmasını emrettiği iddet süreci budur.” [4]

ÜÇ TALAKLA BOŞANMANIN HÜKMÜ

Ancak Hz. Ömer’in halîfeliği sırasında, eşini üç talakla birden boşamalar yaygınlaşınca, bir ceza olmak üzere bu tasarrufun geçerli sayılması yoluna gidilmiştir. Abdullah İbn Abbas (r.anhümâ)’dan nakledildiğine göre şöyle demiştir: “Allah’ın Rasûlü ile Ebûbekir döneminde ve Hz. Ömer’in halîfeliğinin ilk iki yılında üç boşama bir sayılıyordu. Ömer, “Şüphesiz insanlar kendilerine süre verilen bir konuda acelecilik gösterdiler. Şunu onlara geçerli saysak, dedi ve onu kendilerine uyguladı.” [5] Bu rivâyet bir sözle yapılan üç boşamanın bir sayıldığını, Hz. Ebû Bekir devrinde ve Ömer’in halîfeliğinin ilk iki yılında uygulamanın da bu şekilde olduğunu göstermektedir. Bu durum, konu hakkında nesih cereyan etmediğini ve Hz. Ömer’in uygulamasının bir maslahat ve bir şer’î siyâsetten ibaret olduğunu da göstermektedir.

Abdullah İbn Abbas’ın kişisel fetvalarında, kanunlaşan bu kamu kararına uyduğu görülür. Nitekim eşini yüz talakla boşayan kimseye, Abdullah İbn Abbas şu cevabı vermiştir: “Eşin senden üç talakla boş düşmüş, 97 talakla da Allah’ın âyetlerini alaya almışsın.” [6]

Daha sonra dört mezhep imamının da esas aldığı bu uygulamaya göre, eşini bir sözle veya ayrı cümleler halinde bilinçli olarak boşayan kimsenin, bu tasarrufu geçerli sayılmıştır.

Ancak günümüzde, insanlar boşama hükümlerini bilmeksizin, çoğu kere nasıl bir sonuç doğacağını da düşünmeden gelişi güzel “üçten dokuza şart olsun”, “yemin olsun”, “boş ol, boş ol, boş ol” gibi sözleri eşine karşı kullanmaktadır. Diğer yandan resmî nikâhla evli bulunduğu bu eşinin, mahkemede boşanmadıkça kendisinden ayrılmayacağını da bilmektedir. Çünkü eşler resmi nikâh yapılırken bunun sona erme şeklini ve kadının da bu evliliği sona erdirmede yetkisinin bulunduğunu bilmektedirler. Resmi nikâh, bir boşamayı askıya alma ve onu resmi bir kurumun önünde, belli boşanma sebepleri ortaya çıkınca sona erdirme ve kadına da bu konuda boşanma yetkisi verme haklarını içine alan bir sözleşme niteliğindedir.

Üç boşamaya akit teorisi açısından bakıldığında, bir sözle meydana gelen, evlilik gibi genel olarak ömürde bir kere olabilen, önemli bir akdin, birden çok akit varmış gibi iki veya üç sözle sona erdirilmesi ayrı bir çelişki oluşturmaktadır.

Diğer yandan az sayıda kimi sahâbilere, Zâhirîler’e, İbn Teymiye (ö. 728 / 1327) ve İbnü’l-Kayyim el-Cevziyye (ö.751 / 1350)’ye ve Zeydiye ekolüne göre, bir sözle üç boşama bir boşama sayılır. Dayandıkları delil, yukarıda verdiğimiz âyetlerle, Abdullah İbn Abbas’ın naklettiği Hz. Ömer’in uygulamasını bildiren rivâyettir.[7]

Günümüzde çok sık karşılaşılan ve Hz. Ömer döneminde bulunmayan bu yeni şartlar dikkate alınarak, İslâm toplumunun yukarıda verdiğimiz âyetler ve bunların uygulamasını belirleyen hadis yönünde bilgilendirilerek, tek boşama sürecine yönlendirilmesi uygun olur. Diğer yandan aynı mecliste birden çok cümlelerle boşama durumunda, boşayan kişinin niyeti de dikkate alınarak, ikinci ve üçüncü boşama cümlelerinin birincinin tekrarı veya teyidi sayılması mümkündür. Böyle bir durumda ilk cümle asıl kabul edilerek tek boşama meydana gelir.

Dipnotlar:

[1] Bakara, 2/229. [2] Bakara, 2/230. [3] Talâk, 65/1. [4] Buhârî, Talâk, 1; Müslim, Talâk, 1. Buhârî, bu hadisten önce Talâk, 65/1. âyetini vermiştir. [5] Müslim, Talâk, 15. [6] Mâlik, Muvatta’. 1; İbnü’l-Hümâm, age, III, 25. [7] Müslim, Talâk, 2, II, 1099; Ebû Dâvud maa Avni’l-Ma’bûd, II, 226, 227.

Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

İSLAM’DA EVLİLİĞİ SONA ERDİREN DURUMLAR

İslam’da Evliliği Sona Erdiren Durumlar

3 TALAKTA BOŞAMA NEDİR?

3 Talakta Boşama Nedir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.