Bebeğim Kilo Almıyor Ne Yapmalıyım?

Süt çocuğu dönemi ne zaman? Bebeklerin kilo alması ne zaman yavaşlar? Yenidoğan bebeklerde günlük kilo alımı nasıl olmalı? Kilo almayan bebekler için ne yapmalı? Bebeğin iştahını açmak için ne yapmalı? Süt çocuğu döneminde beslenme.

Çocukluk çağındaki beslenme, hayatın tamamına tesir edecek olan, mühim bir hâdisedir. Bu dönemin en hassas zamanını, “süt çocukluğu dönemi” oluşturmaktadır. Anne sütü, bebek için bilhassa ilk 6 ayda en kıymetli gıdadır. Bu dönemde annelerin emzirmesi desteklenerek, problemlerle başa çıkmasında yardımcı olunup yol gösterilmelidir. Zira ülkemizde ilk altı ayda bebeklerin sadece anne sütü ile beslenme oranları hâlâ düşük seyretmektedir.

Doğumu müteâkip lohusalık dönemi ve sonrasında annelerin daha hassas olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. 40 haftalık bir sürecin ardından; durmadan ağlayan, emmek isteyen, âilenin uyku saatlerini alt üst ederek evde kendi düzenini kuran bebeklerle baş ederken annelerin zorlanacağı, bilhassa ilk defa bebek sahibi olanların yeni düzene ayak uydururken daha fazla yardıma ihtiyaç hissedeceği âşikardır.

Emzirme dönemindeki problemlerin tespiti ve çözümü, anne sütü ile beslemenin devamı için mühimdir. Zira çoğunlukla yanlış uygulamalar neticesinde erken dönemde anne sütüne alternatif aranmakta ve bebekler bu eşsiz gıdadan mahrum bırakılmaktadır. Dergi satırları vesîlesi ile okuyucu ile buluşup bu konular hakkında az da olsa bilgi vererek annelere yardımcı olmak niyetindeyiz. Her ne kadar bebek sahibi olan anneler, yaşayarak bu tecrübeyi elde etseler de, zaman zaman hekim desteğine de ihtiyaç duymaktalar. Daha önceki yazımızda bu problemlerden biri olan gaz sancısı ve tedavisiyle ilgili bilgi vermiştik. Bu yazımızda da bir başka probleme kısaca değinmek istiyoruz.

BEBEKLERDE YETERSİZ KİLO ALIMI

Ebeveynler, yeni anne-baba olduklarında bebeklerin normal büyüme hızının ne olduğunu, bunun ne zaman artıp yavaşladığını merak edebilirler. Çocuklarını yaşıtları ile kıyaslayarak, onun normal büyüyüp büyümediğinden endişe edebilirler. Erişkinden farklı olarak çocukluk dönemi sürekli bir büyüme ve gelişme dönemidir. (Büyüme, vücut kitlesinin artışı; gelişme ise, biyolojik fonksiyonların kazanılmasıdır.)

İlk aylarda hızlı büyüme gösteren bebekte, daha sonra büyüme hızı azalır. Mûtâd kontrollerde, hazırlanmış standart büyüme eğrilerine bakarak bebeğin yaşına uygun büyüme-gelişmesi takip edilir.

İlk hafta bebekler vücut ağırlıklarının %3-10’unu kaybederler. Bu, normal bir durum olup endişe edilmemelidir. 2-3 hafta içinde bu tekrar kazanılır. Bebekler, ilk 5 ayda doğum kilosunun 2 katına; 13-15. ayda 3 katına ulaşırlar.

Büyüme ve gelişmeye tesir eden; genetik, cinsiyet, hormonlar, kronik hastalıklar, doğum ağırlığı-boyu, diş ve kemik gelişimi vs... pek çok faktör vardır. İlk 2 yaşta beslenme, büyüme üzerine doğrudan tesir etmekte olup, alınan enerjinin %10’undan fazlası, büyümeye harcanır.

 BEBEĞİNİZ KİLO ALMIYORSA DİKKAT ETMENİZ GEREKENLER

Bebeğin yeterince kilo almadığını düşünerek, anne sütünün yetmediğinden ve bebeğin doymadığından endişelenen ebeveynin dikkat etmesi gereken birkaç husus vardır:

-Kilo artışını diğer bebeklere kıyas etmemelidir. Her bebeğin durumu kendine özeldir. Aylık kilo artışı, ilk günler günde 20-30 gram iken sonraları 15-20 grama düşer. Artış; aylık minimum 600 gramdır.

-Bebek günde kaç kez altını ıslatıyor, bakılmalıdır. 5-6 kez altını ıslatıyorsa, iki kez büyük abdest yapıyorsa, karnı doyuyor demektir.

-İdrarın rengi açık ise, yeterli süt tüketimini gösterir. İdrar koyu renkli ve kokulu ise yeterince süt alamıyordur.

-Bebek doğduğunda mor olan deri normale döndü ise, buruşukluk azalıp dolgunlaştı ise, bebeğin ilk gün giydiği kıyafetleri küçülmeye başladıysa, yeterince besleniyordur.

Bu durumda, bebeğin ağlamasına bakarak veya başka bebeklerle kıyas ederek onun doymadığını ve yeterince büyümediğini düşünmek ve anne sütüne ilâve bir gıda ya da alternatif aramak doğru değildir. Her şeye rağmen ebeveynin içi rahat değilse, hekime danışılmalı ve gerekli muâyeneden sonra ne yapılacağına karar verilmelidir.

 Anne sütü aldığı hâlde bebek yeterli kiloyu alamıyorsa; emzirme yeterli ve doğru mu, anne sütü yapımı yeterli mi, bebekte buna sebep olan başka bir faktör var mı, araştırılmalıdır.

Emzirme tekniği hatalı ise, düzeltilmeli ve takip edilmelidir.

Emzirme doğru ise, annede süt yapımını veya sütün boşalmasını azaltan yorgunluk, ilaç/sigara kullanımı, göğüste çatlak, psikolojik sebepler gibi herhangi bir durumun olup olmadığına bakılmalıdır.

Anne sütü yeterli olduğu hâlde bebek kilo alamayabilir. Bebek yeterince ememiyorsa, çok fazla kusuyorsa, ishal, emilim bozukluğu, herhangi bir iltihabî hastalık veya doğuştan kalp hastalığı gibi rahatsızlıkları varsa kilo alışı yetersiz olacaktır.

Eğer bebek sağlıklı ve mutlu görünüyorsa, büyüme tablosuna göre alt sınırlarda fakat süt alımı yeterli ise, ayına göre gelişimini sağlıklı sürdürüyorsa bebeğin kilo almama sebebi âilevî faktörlere bağlı; yani genetik olabilir.

BEBEĞİN İŞTAHINI AÇMAK İÇİN NE YAPMALI?

-Kendi istedikçe emen, annelerinin yanında uyuyup gece boyunca emzirilme imkânına sahip bebeklerin, zorla beslenmeye çalışılanlara göre daha hızlı büyüdükleri tespit edilmiştir. Bebekleri zorlamanın bir faydası olmamaktadır. Bebeklerin büyümesinde gece emzirmeleri ve uyku düzeni kadar, annenin ilgi ve sevgisinin ehemmiyeti büyüktür. Bebekleri beslenme saatlerine zorlamak yerine onları gözlemleyerek acıktığı anları fark edip o anlarda beslemeye çalışmak gerekmektedir.

-Bazı bebekler ışıktan, gürültüden çok çabuk etkilenirler. Çok hareketli olup, aç oldukları zaman bile beslenmeye karşı direnirler. Sütü içmek yerine etrafını seyretmeye çalışabilirler. Bu durumda ortamdaki uyaranları (ışık ve ses gibi) azaltmak gerekir.

-Bebek için uygun emzirme pozisyonunu bulmak üzere farklı pozisyonlar denenebilir. Bebekle oynamanın, büyüdükçe temiz havaya çıkarmanın süt tüketiminde artışa sebep olacağı hatırda tutulmalıdır.

BEBEKLERİN KİLO ALMASI NE ZAMAN YAVAŞLAR?

-Bebeğin uyuma süresi artıp beslenmeyi erteliyor olabilir.

-Bebek aç olduğu zamanlarda emzirilmeyip beslenmeye zorlanıyor olabilir. Bu, iştahı azaltabilir.

-Annede strese sebep olacak herhangi bir durum var ise, bebeğe aksederek onun emme isteğini azaltabilir.

-Annenin kullandığı herhangi bir ilaç veya yeni bir hâmilelik süt yapımını azaltmış olabilir.

-Bebeğin burun tıkanıklığı ile seyreden hafif bir soğuk algınlığı bile beslenmesine ve kilo alımına tesir edebilir.

Emzirilen bir bebeğin âni kilo değişim durumlarında büyüme ve gelişmesi normal sınırlarda devam ediyorsa yapılması gereken en doğru şey, endişeye kapılmadan onu gözlemlemek olacaktır. Bebeklerin sıklıkla beslenmeye ihtiyaçları olduğunu, ama mide hacimlerinin de yumruklarından daha büyük olmadığını unutmayalım.

Yukarıda saydığımız bütün sebeplere ve bunlarla ilgili tedbirlere rağmen bebeğiniz kilo alamıyorsa, bir uzman yardımı almak için hekime başvurmanız gerekmektedir.

Kaynak: Dr. Betül Nefise İnal, Şebnem Dergisi, Sayı: 179

 

İslam ve İhsan

EMZİRME DÖNEMİNDEKİ ANNELERİN BİLMESİ GEREKENLER

Emzirme Dönemindeki Annelerin Bilmesi Gerekenler

BEBEK EMZİRME SÜRESİ

Bebek Emzirme Süresi

BEBEKLERDE BİTMEYEN AĞLAMA KRİZLERİNİN SEBEBİ VE ÇÖZÜMÜ

Bebeklerde Bitmeyen Ağlama Krizlerinin Sebebi ve Çözümü

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.