Kilo garantili kurbanlık satışı yapmak caiz midir?

Kilo garantili kurbanlık satışı yapmak doğru mudur? Kurbanlık alırken nelere dikkat etmeliyiz?

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu güncel bir mesele olan "Kilo garantili kurbanlık satışı"na dair bir açıklama yayınladı.

"Vekaletle Kurban Kesim Organizasyonlarında Sabit Kilo Garantisi ve Kurban ile ilgili Bazı Hususlar" başlığıyla yapılan açıklamada, "Kurban ibadetinde esas olan, kişinin kurbanını kendisinin kesmesidir. Bununla beraber kurban, vekâlet yoluyla da kestirilebilir." ifadelerine yer verildi.

Açıklamada şu hususlar belirtildi:

Kurban ibadetinin sahih bir şekilde yerine getirilmesi ve ticari kuruluşların yürüttüğü vekaletle kurban satışının et satın almaya dönüşmemesi için aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir:

a. Bu tür organizasyonlardaki kurban satışında, kurban sahiplerine belli kiloda et miktarının verilmesi taahhüt edilmemelidir. Bunun yerine tahmini bir kilo aralığı verilerek, buna uygun bir hayvan belirlenip sahibi adına kesilmelidir.

b. Bu tür organizasyonlarda Kurban kesilmeden önce kimin adına kesileceği belli olmalıdır. Kurbanlıkların kimin adına olduğu belirlenmeden topluca kesilmeleri caiz değildir. Ayrıca önceden belirlenen hissedarlar adına kesilen bir hayvana kesimden sonra başkası ortak edilmemelidir. Mesela altı kişi adına kesilen bir büyükbaş hayvana, kesimden sonra yedinci kişi dâhil edilemez.

c. Bu tür organizasyonlarda, her bir kişi adına bir küçükbaş hayvan veya büyükbaş bir hayvanın en az yedide bir hissesi olacak şekilde kurban kesilmelidir. Buna göre, vekaleti alınan hisse adedi kadar kurban, sahipleri belli edilerek kesilmiş olmalıdır.

d. Bu tür kurban organizasyonlarında satıcının, kurbanın eti, kellesi, deri veya sakakatatlarını veya bunların bir kısmını satarak kazanç elde etmeyi planlaması kurban ibadetini geçersiz kılar. Çünkü kurbanın geçerli olabilmesi için hayvanın tamamının ibadet niyetiyle kesilmiş olması gerekir.  Hayvanın deri ve sakatatı dahil bütün parçaları ya hisse sahiplerine ya da kendilerinin izniyle şahıslara veya hayır kurumlarına ulaştırılmalıdır. Bunların kurban kesim ücreti, organizasyon ücreti veya kârı olarak değerlendirilmesi veya bu amaçla satılması caiz değildir.

e. Kişi adına kesilen kurbandan, Kurban hissesi satılırken esas alınan kilo aralığından daha az et çıkması durumunda kilo tamamlaması yapılacağı vadedilmemeli ve bu tamamlama yapılmamalıdır.

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

KURBANLIK HAYVANLARIN YAŞLARINDA ARANACAK OLAN ASGARİ SINIR NEDİR?

Kurbanlık Hayvanların Yaşlarında Aranacak Olan Asgari Sınır Nedir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.