Arakanlılar Hayatları İçin 36 Dolar Ödüyor

Myanmar’daki katliamdan kaçmak isteyen Arakanlı Müslümanlar, Bangladeş kıyısına çıkmak için kişi başı 36 dolar ödüyor.

Myanmar ordusu ve Budist çetelerin katliamından kaçarak hayatta kalma mücadelesi veren Arakanlı Müslümanlar (Rohingyalar) Bangladeş kıyısına çıkmak için kişi başı 36 dolar ödemek zorunda kalıyor.

Myanmar güvenlik güçlerinin sistematik olarak sürdürdüğü katliamlardan kaçış devam ediyor. Arakanlı Müslümanlar yakılan köylerinden ayrılarak günlerce yürüdükten sonra sahil şeridinde kendilerini bekleyen kriz fırsatçılarının eline düşüyor.

PARAYI VEREMEYENLER ZİYNET EŞYALARINI SATIYOR

Teknelere gerekli parayı ödeyemeyen mülteciler hayatta kalabilmek için ziynet eşyalarını vermek zorunda kalıyor. On binlerce Müslüman Bangladeş’e geçmek için sahillerde beklerken, Budist çetelerin katliamları ve köyleri ateşe vermeleri sürüyor.

Gün boyu onlarca köyü ateşe veren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçiler, yürüttükleri operasyonlarla Rohingyaları Bangladeş’e göç ettirmek istiyor.

KATLİAM ORTAMINDA ONLARCA BEBEK DOĞDU 

Myanmar ordusu durmaksızın Müslümanların köylerini yakarken, göç yollarında en çok çileyi kadınlar çekmek zorunda kalıyor.

Yardım kuruluşlarından alınan bilgiye göre katliamların başladığı 25 Ağustos’tan bu yana 130’a yakın bebek göç esnasında dünyaya geldi. Naf Nehri kıyılarında ve Shah Porir’de bekleyen medrese öğrencileri imkanlar dahilinde Bangladeş’e ilk ayak bastıklarında mültecilere gıda ve sağlık hizmeti vermeye çalışıyor.

KIYIYA ÇIKARILAN HAYVANLAR İÇİN BEŞTE BİR FİYAT

Arakanlı Müslümanlar zorluklara dolu yolculuklarında eşyalarının haricinde büyükbaş, küçükbaş hayvanlarını da yanlarında götürmek için büyük çaba sarf ediyor. Hiçbir güvenlik önleminin bulunmadığı sandal benzeri araçlarla okyanusa açılan mültecilerin tek servetleri olan hayvanlar Bangladeş kıyısında fırsatçılar tarafından yok pahasına satın alınıyor.

Normal şartlar altında 615 dolara (50 bin Taka) alıcı bulan bir büyükbaş hayvan, mültecilerin can havliyle kıyıya çıkmasını fırsat bilenlerce 123 dolara (10 bin Taka) ellerinden alınıyor. Arakanlı Müslümanlar Bangladeş kıyısına çıkmak içinse kişi başı 36 dolar ödemek zorunda kalıyor.

Kaynak: AA

 

 

İslam ve İhsan

ARAKAN TARİHİ

Arakan Tarihi

HÜDAYİ VAKFI'NDAN ARAKAN İÇİN YARDIM KAMPANYASI

Hüdayi Vakfı'ndan Arakan İçin Yardım Kampanyası

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.