Cinler, İnsanlar Gibi Yiyip İçerler Mi? Cinlerin Âile Hayâtları Var Mı? İnsanlardan Cinlerle Evlenenler Var Mıdır?

Cinler, insanlar gibi yiyip içerler mi? Cinlerin âile hayâtları var mı? İnsanlardan cinlerle evlenenler var mıdır? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyor...

Evet, cinler insanlar gibi yiyip içen varlıklar olarak kabûl edilir. Ancak onların yedikleri insanların yiyecekleri gibi değildir. Tercih edilen görüşe göre cinler kendilerine mahsûs yiyeceklerle beslenirler. Bâzı kaynaklar cinlerin kemik, tezek veya yemek koku ve atıklarıyla beslendiğini söyler. Bu yüzden tezek ve kemik ile istincâ yasak kılınmıştır.[1]

Cinler insanlar gibi evlenerek çoğalan varlıklar olduğuna göre âile hayâtları da vardır. Nitekim müşriklerin: “Allah ile cinler arasında da bir soy birliği uydurduklarına[2] dâir âyetten cinlerde bir nesebin varlığı anlaşılmaktadır. Kur’an müşriklerin melekleri, Allah’ın kızı[3] olarak gördüklerini haber vermektedir.

İblîs’in Hz. Âdem’in yaratılışından sonra Cenâb-ı Hakk’tan onu azdırmak için izin istediği ve Allah’ın ona izin verdiği bilinmektedir. “Onların mallarına ve evlâdlarına ortak ol!”[4] âyet-i kerîmesi bunu açıkça ifâde etmektedir.

Yine hadîs-i şerîfte besmelesiz cinsî münâsebette bulunulduğunda şeytanın işe dahledeceği haber verilmektedir.[5] Toplumda cinlerle evlenen erkek ve kadınların varlığından bahsedilse de Allah Teâlâ insanların kendi cinslerinden eşlerle evlenmelerini ister: “Sükûnet bulmanız için size kendi cinsinizden/insan türünden eşler yaratması, aranızda meveddet ve merhamet peydâ etmesi Allah’ın mûcizelerindendir. Doğrusu bunda iyi düşünen bir kavim için delîller vardır.”[6]

Fıtrat insanların kendi cinslerinden eşlerle evlenmeyi gerektirir. Nasıl ki livâta ve sevicilik bir sapma ise cinlerle evlilik daha kötü bir sapmadır.

Dipnotlar:

[1]. Müslim, Tahâre, 59; Ebû Dâvud, Tahâre, 20.

[2]. es-Sâffât, 37/158.

[3]. es-Sâffât, 37/150.

[4]. el-İsrâ, 17/64.

[5]. Buhârî, Nikâh, 66.

[6]. er-Rûm, 30/21.

Kaynak: Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, 300 Soruda Tasavvufi Hayat, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

CİNLER ÖLÜRLER Mİ? KAÇ YIL YAŞARLAR?

Cinler Ölürler mi? Kaç Yıl Yaşarlar?

CİNLER HAKKINDA AYET VE HADİSLER

Cinler Hakkında Ayet ve Hadisler

CİNLER ALEMİ | CİNLERİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

Cinler Alemi | Cinlerin Özellikleri Nelerdir?

CİNLER NE ZAMAN MÜSLÜMAN OLDU?

Cinler Ne Zaman Müslüman Oldu?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.