Altınoluk Dergisinin Temmuz 2023 Sayısı Çıktı

Altınoluk dergisinin 449. sayısı çıktı. Altınoluk dergisinin Temmuz 2023 sayısı “Sevgi Terbiyesi” kapağıyla yayınlandı.

“Sevgi Terbiyesi” başlığıyla çıkan Altınoluk dergisinin 449. sayısının sunuş yazısı şöyle takdim edildi.

SEVGİ TERBİYESİ

Rızık bahsinde ilk akla gelen maddi rızıktır. Hâlbuki bir de manevi rızık var. Nasıl insanın kursağından geçecek takdir edilmiş ise manevi kursağı hükmündeki kalbinin nasibi de takdir edilmiştir. Kalbin nasibi, sevme nasibidir. Sevmek ve sevilmek kabiliyeti âlemde insana verilmiş en büyük rızıklardandır. Maddi rızık doymakla gözden düşer. Manevi rızık öyle değildir, çünkü maneviyatta doymak yoktur. Doyan ya da doyduğunu sananın yolu kesilmiştir. Maddi rızık insanın gayreti ile irtibatlandırılmıştır. Manevi rızık olan sevgi için de insanın bu behredeki kabiliyetini işlemesi şarttır.

Her his gibi sevgi de terbiyeye muhtaçtır. “Sevgide ölçü, ölçüsüz sevmektir” türü hümanist hezeyanlar erdirici ve eğitici sevginin önündeki tuzaklardır. Sevginin kime, ne ölçüde yöneltileceği kadar, kimin, ne ölçüde sevilmeyeceği de sevgi terbiyesinin bir gereğidir. Modern bakış açısı sevgiyi korkunun karşısına koyar. İdeal olanı sadece sevmek olarak gösterir ve korku ile hareket etmeyi düşüklük sayar. İslam’ın sevgi terbiyesine göre sevilmeye en layık olan Rabbimiz aynı zamanda kendisinden en çok korkulması gerekendir. O’nun sevgisi ile dolmak, korkusundan emin olmayı gerektirmez. Böyle bir eminliği ayet-i kerimenin ifadesi ile ancak hüsrana uğrayanlar yaşarlar.

Sevgi terbiyesinde bir diğer önemli konu da sevgideki rütbe silsilesidir. Hakikatte sevilmesi gereken yegâne varlık Cenâb-ı Hak'tır. O, mutlak cemal ve kemalin adresidir. Kalan bütün sevgiler meşruiyetini Hak sevgisinden alır. Bunun özlü ifadesi yaratılanı Yaratan'dan ötürü sevmektir. Sevgi ölçüsü bu olunca geri kalan bütün sevgiler aklanır. Allah sevgisi bütün sevgilerin kaynağı haline gelir. Onunla irtibatın kaviliği sevgileri bitmez, tükenmez bir hazza salar. Diğer türlü fani sevgilerin sonu, bir yüce gayeye bağlanmadıktan sonra inkisar ve hüsrandır. Ne seveni sevileni gönendiren böyle sevgiler sahiplerini ve birbirlerini yekdiğerinde tüketen sevgilerdir.

Sevgi Terbiyesi kapağımız, hayattaki en büyük sermayemiz olan sevgimizi nasıl kullanmamız gerektiğine dair sorunun cevabını arıyor. Doğrusu bu konuda ilham kaynağımız son devir Hak dostlarından Hâce Musa Efendi Üstadımız olmuştur. O’nun sevgi ile müstağrak hayatı sevgi terbiyesinin en güzel ölçülerini ihtiva etmektedir. Nebevî ahlâkın rehberliğinde oluşmuş bu ölçüler, sevgiyi bozuk para gibi harcayan, hakikatte sevgisiz ve mesnetsiz modern çağın insanına lâzım olan ölçülerdir. Yirminci yüzyılda “Müslümanca Yaşama Sanatı”nın en müşahhas misallerinden birisi olmuş Hâce Musa Efendi Üstadımızın hayatı bu mânâda modern insanın muhtaç olduğu bir sevgi terbiyesinin hâlâ ışıklar saçan bir portresidir.

ALTINOLUK olarak yeni dönem hazırlıklarımızı nihayete erdirmek üzereyiz. Her sene mutat verdiğimiz hediye kitabımız baskıya hazır hale geldi. Doç. Dr. Murat Kaya Hocamızın hazırladığı yeni hediye kitabımızın ismini şimdilik hazfedelim ve konusunun İslam’ın ideal aileleri olduğunu söylemekle yetinelim. Aile mevzusu sadece ülkemizde değil tüm dünyada önümüzdeki dönemin en önemli gündem konularından birisi olacak, çünkü dinimizin ve geleceğimizin teminatı bu kurum büyük bir saldırı altında. Yaz aylarının bereketli geçmesi ve önümüzdeki sayı tekrar buluşmak temennisiyle hepinizi Allah’a emanet ederiz.

Dergiye ulaşmak için tıklayınız...

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.