Altınoluk Dergisinin Nisan 2023 Sayısı Çıktı

Altınoluk dergisinin 446. sayısı çıktı. Altınoluk dergisinin Nisan 2023 sayısı “Hem Gönlü Mamur Et, Hem Beldeyi Mamur Et” kapağıyla yayınlandı.

“Hem Gönlü Mamur Et, Hem Beldeyi Mamur Et” başlığıyla çıkan Altınoluk dergisinin 446. sayısının sunuş yazısı şöyle...

HEM GÖNLÜ MAMUR ET, HEM BELDEYİ MAMUR ET

Hacı Bayram Veli Hazretleri: “Çalabım bir şâr (şehir) yaratmış iki cihân âresinde (arasında)/Bakıcak dîdâr görünür ol şârın kenâresinde/Nâgehân ol şâra vardım ol şârı yapılır gördüm/Ben dahî bile yapıldım taş ü toprak âresinde” buyurmuş. Gönül imarı hayatımızın gayesidir. Ama yeryüzünü imar da bir diğer vazifemizdir. O yüzden biz gönül imarı ile maddi imarı birbirinden ayırmayız. Gönlü mamur olmayan yeri de mamur kılamaz, bunu bilir, bunu söyleriz.

Ecdadımız Osmanlı, gönlü mimar kılarak yeri mamur kılmanın şahikasıdır. Evleri hafif malzeme ile yaparken faniliğini, mabetleri en sağlam malzeme ile yaparken Hüve’l Baki’yi nazara veren ecdad mâbed civarındaki yapıların büyüklüklerini nisbi olarak küçültmüş, böylece o mabetlerin gözlerdeki ihtişamını artırmakla kalmamış, tevazu ve ince düşünüşü ile kendisini de büyütmüş. Ecdad, tabiri caizse inşa etmemiş adeta ibadet etmiş, taşı, toprağı ve sair malzemeyi kendi kulluğunun şahidi eylemiş.

İmar faaliyetlerinin gündem olduğu bir dönemdeyiz. Maddi imarın ruhsat ya da onayını evvela gönülden almak zorundayız. Gönül ruhsatı olmayan hiçbir yapı ne maddi imara ne de gönüllerin imarına katkıda bulunmayacaktır. Kalbin selametinden beslenmeyen her inşa çabası hem göz hem de öz zevkimizi harap edecek, bedeli ise hepimize sadece ötede değil bu dünyada da yıkım ve enkaz olarak geri dönecektir. Bu sayımız böyle bir hassasiyeti hatırlayalım ve hatırlatalım temennisi ile çıkıyor.

Zor zamanlardan geçiyoruz. Depremler, ardından gelen sel felaketleri hepimizi sarstı. Şükür ki Ramazan’a eriştik. Bu rahmet iklimi yaralı gönüllerimiz için merhem olacak. İstifademiz artsın diye dua ediyoruz. Bire bin verilen bu fırsat mevsiminde başımıza gelenleri tefekkür ederek, yüreğimizdeki hüzünle Rabbimize yönelebilsek ne güzel olur… Rabbimiz şu güzel günlerde bizleri tenin ve nefsin zevkleri yerine ruhun ve gönlün zevklerini ikame etmeye muvaffak kılsın.

Bizler inanmış insanlarız. Başımıza gelen en küçük musibet bile bizi acaba nerede, nasıl bir yanlış yaptım diye tefekküre sevk eder. Biliriz ki bu dünya bir imtihan mekânıdır. Her an sınanıyoruz. Her davranışımız, hareketimiz ve sözümüz kaydediliyor. Öyle bir kayıt ki gördüğümüzde hayretimizi mucip olacak; “bizi gözleyip yazanlar küçük dememiş, büyük dememiş, yazmış da yazmış” diyeceğiz.

Güzel yazılmak, güzellikle yazılmak, güzellerden yazılmak isteriz. İnanmak hep kazanmak demektir. Başımıza ne gelirse gelsin ya şükür ya da sabırla karşılar, böylece hep kazananlardan oluruz inşallah. Bunu söylemek kolay olabilir. Ateş düştüğü yeri yakar demişler. Ama İslam kardeşliği tam da böyle zamanlar için lâzımdır. Birbirimize hakkı ve sabrı tavsiye etmeye devam edeceğiz.

Rabbimiz, Ramazan rahmet ve bereketi ile sabrı ve şükrü mânevi rızkımız yapmaya bizleri muvaffak eylesin. Orucumuz, teravihimiz, mukabelemiz, infakımız ve ikramımız yaralı gönüllerimize merhem olsun. En önemlisi de nereden gelip nereye gittiğimizi ve halimizin ne olduğunu tefekküre vesile olsun. Bu duygu ve düşüncelerle Ramazanınızı ve inşallah affedilenlerden olarak erişeceğimiz bayramınızı tebrik ederiz. Bir sonraki sayımızda buluşmak ümidiyle Allah’a emanet olunuz.

Dergiye ulaşmak için tıklayınız...

İslam ve İhsan

HUZUR VEREN GÖNLÜ FERAHLATAN 3 DUA

Huzur Veren Gönlü Ferahlatan 3 Dua

DARLIKTA SIĞINAK DERGAHLARDI

Darlıkta Sığınak Dergahlardı

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.