Allah Neden Örtünmeyi Emretti?

Neden örtünüyoruz? Ve neden Allah kadına örtünmesi için emir buyurdu?

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillâhirrahmânirrahîm.

“Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) dış örtülerini üstlerine almalarını söyle. Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.” (Ahzâb, 59)

Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz buyurdular:

“Cehennemliklerden henüz görmediğim (daha sonra ortaya çıkacak) iki grup vardır: Bunlardan biri, sığır kuyrukları gibi kırbaçlarla insanları döven bir topluluktur. Diğeri, giyinmiş oldukları hâlde çıplak görünen, başkalarını da kendileri gibi giyinmeye zorlayan ve başları deve hörgücüne benzeyen kadınlardır. İşte bu kadınlar cennete giremezler. Hattâ, onun çok uzak mesâfeden hissedilen kokusunu dahî alamazlar.” (Müslim, Cennet, 52)

NEDEN ÖRTÜNÜYORUM?

Neden örtünüyoruz? Ve neden Allah kadına örtünmesi için emir buyurdu? Cevap “ihram”da yatıyor. İhram esma-i ilahiye nurunun giysisidir, mânâ elbisesidir. İhram içi, içte olanı ve insanın hayâ, fakr, ihtiyaç ve aşk dolu teslimiyet hallerini temsil ediyor. Allah'ın sevgili velilerinin, âşıklarının, dostlarının halini anlatıyor. İhrama girmek, nefsaniyeti ve ölümü sembolize eden dünyevi kimliğin tüm alametlerinden soyunmak demektir. Arzulardan, isteklerden arınmış, tam bir teslimiyet hali takınmalıdır. İhramın özü; dış görünüşü tamamıyla basit olmalı ve içini güzelleştirmek adına tanınamazlığa sokulmalıdır. Beden ölür ve ruh tüm ihtişamıyla parıldar. Yani, yüzeysellik ve sahtelik elbisesinden soyunmalıdır. Bu yüzden örtünmemiz gerekir. Şu anda tam aksini gözlemlemekteyiz. Başörtüsü takmak moda olmuş ve gösterişli duruyorlar, kendi kimliklerini dışarıya vuruyorlar. Türkiye’de başörtüsü hakkında şu sonuca vardım, kadınlar ihrama erkeklerden daha çok ihtiyaç duyuyorlar. Türkiye’de başörtüsü yasağını kaldırabilmek için kadınların iffetli, gösterişsiz, teslimiyetçi, sade ve hayâlı olmaya gayret göstermesi gerekiyordu. Bunun aksine, kadınlar başını örtmenin sebebi olan bu özelliklerden uzaklaştılar. Başını örtmek “ihram”a girmek demektir. İhram kadınların ve erkeklerin havda büründükleri kutsal haldir. Maalesef kadınlar İslam dininin bu mirasını üstlenirken zorluk çekiyor. Müslüman bir Amerikalı olan Sems Friedlander kadınların başörtüsüyle ilgili konuşurken çok ilginç bir yorum yaptı; “Günümüzde kadınlar başlarını örtüyor ama dar kotlarıyla modern bir Avrupalı tarzında giyiniyorlar.” Bu mânâda; Müslüman toplumlarım “başörtüsü-hicap” meselesi gibi sadece yüzeysel bir boyutta ele alınan sonu gelmez zahiri problemlerinden kendimizi uzaklaştırarak, ihram hazinesinin derûnî yolculuğuna çıkmalıyız. (Rabia Brodbeck, Altınoluk Dergisi, Sayfa 14-15, Ocak-2015)

İslam ve İhsan

TESETTÜR NEDİR, NEDEN GEREKLİ?

Tesettür Nedir, Neden Gerekli?

GERÇEK TESETTÜR NASIL OLUR?

Gerçek Tesettür Nasıl Olur?

TESETTÜR HAKKINDA ÂYET VE HADİSLER

Tesettür Hakkında Âyet ve Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • bence ortunmek bır kadını korur bu yuzden tum kızlara tavsıyem ortunun ve kendınızı koruyun

    bence örtünmeliyiz ben 12 yaşındayım örtülüyüm

    Bir sorum olacak :
    Örtünmedik ama namazımızı kılıyoruz, orucumuzu tutuyoruz yani ibadetlerimizi yerine getirebiliyoruz. Böyle bir kadın cennete girebilir mi?
    ??

    • her ibadetin yeri rabbimizin nezdinde ayrıdır. bize emredilen her ibadeti uygulamamız gerekir. orasını yalnızca allah bilir ama cennetin anahtarını garantilemek istiyorsak emirlerini sevmeli uygulamalıyız.

    • Kuran'da örtü için indirilen ayetlerinin mealini okursanız öğrenirsiniz

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.