Abdestin Sünnetleri Nedir?

Abdestin sünnetleri kaç tanedir ve nelerdir? Madde madde abdestin sünnetleri...

Abdestin başlıca sünnetleri şunlardır:

ABDESTİN SÜNNETLERİ NELERDİR?

  1. Abdeste başlarken önce elleri bileklere kadar yıkamak.

Eller temiz ise yıkamak sünnettir. Temiz değil ise bunları önceden yıkayıp temizlemek farzdır. Böylece diğer organlar kirletilmemiş olur.

  1. Abdeste “Eûzu” ve “Besmele” ile başlamak. Yani “Eûzu billâhi mine’ş-şeytâni’r-racîm. Bismillâhirrahmanirrahim” demek. (Abdeste başlarken besmele unutulursa sünnet terk edilmiş olur. Abdest esnasında hatırladığı yerde besmeleyi söylemek mendub olur.)
  2. Niyet etmek.

Niyet, kalp ile olur. Dil ile “Niyet ettim Allah rızası için abdest almaya” demek müstehabdır.

  1. Abdeste başlarken veya daha önce dişlerini fırçalamak. Misvak veya fırça yoksa dişlerini parmaklarıyla ovmak da yeterlidir.

Dişleri ve ağzı temizleyen misvak, sağlık yönünden faydalı olduğu gibi Allah’ın rızasının kazanılmasına da vesile olur.

Diş fırçası olarak kullanılan misvak, Arabistan’da yetişen Erak ağacının dallarından yapılır. Güzel kokusu ve hafif acılığıyla antiseptik (mikrop öldürücü) özellikleri olan misvakın diş hastalıklarına karşı da faydalı olduğu bilinmektedir.

Temiz maddelerden yapılan diş fırçaları ile de dişleri temizlemek misvak yerini tutar. Maksat dişlerin temizlenmesidir.

  1. Ağzına üç kere su alıp her defasında boşaltmak. Ağza su almaya “Mazmaza” denir.
  2. Burnuna üç defa su çekmek. Buna “İstinşak” denir.
  3. Ağza ve buruna suyu iyice çekmek. Şöyle ki: Abdest alan kimse oruçlu değilse suyu ağzında çalkalar ve suyu burnuna iyice çeker. Eğer oruçlu ise boğazına su kaçıp orucun bozulma ihtimaline binaen ağzına ve burnuna su alırken mübalağa etmez.
  4. Abdestte sıraya riayet etmek. Yani ayette bildirildiği gibi önce yüzü, sonra kolları yıkamak, sonra başı mesh etmek ve sonra da ayakları yıkamak.
  5. Kollarını ve ayaklarını yıkarken önce sağdan başlamak. Bu, yıkanması gereken çift organlar hakkındadır. Yüz, tek organ olduğu için bunda sağdan başlama söz konusu değildir.

Ayaklara giyilen mestler mesh edilirken sünnet olan, ikisini birden mesh etmektir. Ancak ellerden birinin olmaması veya bir hastalık sebebiyle kullanılamayıp tek elle mesh edilmesi hâlinde sağdan başlanır.

  1. Yıkanan her organı üç kere yıkamak.

Bu yıkayışların birincisi farz, diğer ikisi sünnettir. Üç defadan fazla yıkamak sünnete aykırı ise de sahihtir. Ancak abdest alan kimse bir kararsızlık içinde olduğu takdirde kalben mutmain olabilmek için üç defadan fazla da yıkayabilir. Suyun az olması hâlinde de üçten az yıkayabilir.

Mesh edilen organlar ise birden fazla mesh edilmez.

  1. Elleri ve ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak.
  2. Elleri ve ayakları yıkarken parmaklarını aralamak (hilallemek).

Ellerin parmaklarının aralanması, parmakları birbirine geçirmekle, ayak parmaklarının aralanması ise el parmaklarından birini ayak parmaklarının arasına sokmakla olur. Şöyle ki: Sol elin küçük parmağı ile sağ ayağın küçük parmağının arasından başlanıp sıra ile devam edilerek sol ayağın küçük parmağında bitirilmesi müstehabdır. Ayak parmaklarını akarsuya sokmak aralamak yerine geçer.

  1. Yüzü üç kere yıkadıktan sonra (sakallı olan kimsenin) sık olan sakallarını parmakları ile aşağıdan yukarıya doğru aralaması.
  2. Başın tamamını mesh etmek. Buna “kaplama mesh” denir.

Başın dörtte birini mesh etmek farzdır, tamamını mesh etmek ise sünnettir. Şöyle yapılır:

Eller su ile ıslatılır. İki elini parmakları ile beraber başın ön tarafına koyar ve arkaya doğru sıvayarak götürür. Kaplama meshin başka şekilleri varsa da en kolay olanı budur.

  1. Kulakları mesh etmek.

Baş mesh edildikten sonra ellerin yaşlığı devam ediyorsa yeni bir su almadan kulaklar mesh edilir. Ancak eller yeniden ıslatıldıktan sonra kulakların mesh edilmesi daha güzeldir.

Ellerde yaşlık kalmamış ise sünnetin yerine getirilmesi, ellerin yeniden ıslatılmasına bağlıdır.

Kulakların içi şehadet parmakları ile dışı da baş parmaklar ile mesh edilir.

  1. Boynu mesh etmek.

Baş ve kulaklar mesh edildikten sonra elleri yeniden ıslatmaya gerek olmadan iki elin arkası ile boyun mesh edilir, boğaz mesh edilmez.

  1. Abdest organlarını yıkarken iyice ovmak.
  2. Abdest organlarını ara vermeden yıkamak. Buna “Vilâ” denir. Yani bir organı yıkadıktan sonra o kurumadan diğerlerini yıkamak.

Havanın kuru ve sıcak olması gibi sebeplerle yıkanan organın çabuk kuruması durumunda ise sünnet terk edilmiş olmaz.

Kaynak: İslam İlmihali, Diyanet

İslam ve İhsan

ABDESTİN SÜNNETLERİ

Abdestin Sünnetleri

KUR’AN’A VE SÜNNETE GÖRE ABDEST NASIL ALINIR?

Kur’an’a ve Sünnete Göre Abdest Nasıl Alınır?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.