Yaralı Çocuğun Doktorlardan İsteği!

Yemen'de evi bombalanan ve ağır yaralanan 6 yaşındaki Ferid Şevki'nin doktorlardan ricası onu gömmemeleriydi. 3 gün boyunca verdiği yaşam mücadelesini kaybeden Ferid, Yemen'deki acının sembolü oldu.

Yemenli 6 yaşındaki Ferid Şevki'nin evi Husilerin roket saldırısında isabet aldı. Ferid bu saldırıda yaralandı. Tedavi edilmek için götürüldüğü hastanede doktorlardan kendisini gömmemesini istedi. Ağır yaralanan Ferid, 3 gün boyunca sürdürdüğü yaşam mücadelesini kaybetti. Ferid, şimdiden Yemen'de devam eden savaşın yol açtığı acılara sembol oldu.

Birleşmiş Milletler verilerine göre bu ülkde şimdiye kadar 500'ü çocuk 2300 sivil, çatışmalar ve bombardımanlar sebebiyle hayatını kaybetti.

YEMEN'DE NELER OLUYOR?

İran destekli Şii Husiler yaklaşık bir yıl önce başkent Sana'yı ele geçirmişti. Husiler İran'ın bölgedeki en büyük rakibi Suudi Arabistan tarafından desteklenen Cumhurbaşkanı Hadi’nin kaçtığı güney kenti Aden’e yürüyünce Riyad devreye girmişti. Suudi Arabistan'ın yanı sıra birçok Sünni Arap ülkesinin destek verdiği koalisyon Mart ayından bu yana Husilerin mevzilerini vuruyor.

Ordu üzerinde büyük etkiye sahip eski devlet başkanı Ali Abdullah Salih'in Şii Husilerle müttefik olması nedeniyle, Cumhurbaşkanı Hadi yanlısı güçlerin yönetimi yeniden ele geçirme konusunda işi zorlaşmıştı. Bir yandan Husiler ve devrik Salih güçleri, diğer yandan Hadi yanlısı güçler arasındaki çatışmalar ülkeyi kaosa sürüklerken, siyasi çözüm çabalarını da sabote etmişti.

Savaştan önce en fakir Arap ülkelerinden biri olan Yemen’de, çatışmalardan dolayı insani durum hepten kötüleşti. Ülkede fakirlikle mücadele eden yaklaşık 13 milyon kişi var.

BM'ye göre, çatışmaların başladığı Mart ayından bu yana yaklaşık 100 bin kişi Yemen'i terk etti. Ülkede 1,2 milyon kişi yerinden edildi ve çatışmalarda yaklaşık 5 bin kişi hayatını kaybetti.

İran destekli Şii Husilerin Aden’e yönelik saldırılarından sonra Suudi Arabistan’a sığınan Yemen Cumhurbaşkanı Abdurrabu Mansur Hadi, altı aylık sürgünden sonra 22 Eylül’de Aden’e döndü.

Son dönemde koalisyon güçleri Şii Husiler'i Aden ve çevresinden püskürtmeyi başarırken, önemli kazanımlar elde etse de Husiler ülkenin önemli bir kısmında kontrolü elinde tutmayı sürdürüyor.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.