Vasiyet Ne Demek?

Vasiyetin sözlük anlamı nedir? Vasiyet Kur’an’da geçiyor mu? İslam hukukunda vasiyet terimi ve kapsamı.

Vasiyet, sözlükte; emretmek ve ölümünden sonra bir şeyin yerine getirilmesini istemek demektir. Bir fıkıh terimi olarak vasiyet; bir malı veya yararlanma hakkını, ölümünden sonraya bağlayarak bir şahsa veya hayır kurumuna karşılıksız olarak bağışlamaktan ibarettir.[1] Diğer yandan bir kimsenin ölmeden önce küçük çocuklarının mala ilişkin işlerini yürütmek ve miras malı üzerinde tasarrufta bulunmak üzere birisini yetkili kılması da vasiyet kapsamına girer.[2] Vasiyetin çoğulu “vesâyâ”dır.

İslâm’dan önceki Arap toplumunda başkalarına karşı övünmek ve gösteriş yapmak gayesiyle başkası lehinde vasiyette bulunulur ve yakınlar bu yolla mirastan mahrum bırakılırdı.[3]

Eski Roma’da vasiyet sınırsız olarak uygulanır ve bir baba bu yolla çocuklarını tamamen mirastan mahrum bırakabilirdi. Daha sonra mirasın dörtte biri, saygılı davranan çocuklar için korunmuş pay sayıldı.

VASİYET İLE İLGİLİ AYETLER

İslâm, vasiyet konusundaki düzenlemeyi yapıncaya kadar bazı yakın hısımlara vasiyette bulunmayı emretti. Kur’ân’da şöyle buyurulur:

“Sizden birine ölüm gelince, eğer geriye mal bırakacaksa anneye, babaya ve yakın akrabaya ma’rûf şekilde vasiyette bulunmak, Allâh’a karşı gelmekten sakınanlar üzerine bir hak olarak yazıldı.”[4]

Nisâ Süresindeki miras âyetleri gelince vasiyet konusunda iki sınırlama getirildi.

1) Mirasçı lehine vasiyet yasağı. Allâh’ın elçisi Veda Haccı sırasındaki hutbesinde şöyle buyurmuştur:

“Yüce Allah her hak sahibine hakkını vermiştir. Bu yüzden mirasçıya vasiyet yoktur.”[5] Ancak mirasçılar kabul edince böyle bir vasiyet geçerli olur. Anne, baba ve diğer yakın hısımların miras payları belirlendiği için artık bunların ayrıca vasiyetle arttırılması yasaklanmıştır. Mirasçı olmayanlara vasiyet ise mendup hükmünde kaldı.

2) Vasiyetin, malvarlığının üçte biri ile sınırlanması. Mirasçı olarak bir tane kızı bulunan Sa’d İbn Ebî Vakkas’ın (r.a.), malının üçte ikisini veya yarısını vasiyetle başkasına bırakmak istemesi üzerine, Allâh’ın Rasûlü şöyle buyurmuştur. “Üçte bire gelince, bu olur. Gerçi üçte bir de çoktur. Çünkü senin, mirasçılarını varlıklı olarak bırakman, muhtaç bir durumda bırakmandan daha hayırlıdır.”[6]

Miras malının üçte ikisi mirasçıların korunmuş payıdır. Buna göre miras bırakanın mal varlığının üçte birinden fazlasını başkalarına vasiyet etmesi halinde mirasçılar bu fazlalığı kabul etmeme hakkına sahiptir. (bkr. TMK. mad. 560).

Dipnotlar:

[1]. Kadri Paşa, el-Ahvâlû’ş-Şahsiyye, mad. 530. [2]. Tehânevî, Keşşâfu İstilâhâti’l-Fünun, II, 1526; Bilmen, Hukuk-i İslâmiyye ve İstilâhât-ı Fıkhıyye Kamusu, V, 115. [3]. Zühaylî el-Fıkhu’l-İslâmî ve Edilletüh, VIII, 7. [4]. Bakara, 2/180. [5]. Ebû Dâvûd, Büyü, 88; Tirmizî, Vesâyâ, 5; İbn Mâce, Vesâyâ, 6. [6]. Buhârî, Cenâiz, 37, Menâkıbu’l-Ensâr, 49, Merdâ, 16; Müslim, Vasiyye, 5; İbn Mâce, Vesâyâ, 5; Mâlik, Muvatta’, Vasiyye, 4.

Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle Aile İlmihali, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

VASİYET NEDİR, ÇEŞİTLERİ NELERDİR?

Vasiyet Nedir, Çeşitleri Nelerdir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.