
Hz. Ali’den (r.a.) Oğluna Vasiyet
Hazret-i Ali’nin (r.a.) oğluna hikmet dolu vasiyeti, kalbimize yön, yolumuza ışık tutuyor.
Hazret-i Ali -radıyallâhu anh-’ın oğluna yapmış olduğu şu vasiyetleri, aynı zamanda bizler için de büyük bir ibrettir:
HZ. ALİ’NİN (R.A.) OĞLUNA VASİYETİ
“Ey oğul! Her şeyden önce Allah’tan hakkıyla kork! Bütün emirlerini yerine getir! O’nun zikriyle kalbini ihyâ et! Allâh’ın ipine (Kur’ân’a) sımsıkı sarıl! Eğer bu sağlam kulpa tutunursan Rabbinle aranızdaki bağdan daha kuvvetli hangi bağ bulunabilir?
Ciddî olarak ölümü an ve ölümü hatırlamakla kalbini dirilt. Her şeyin yok olacağını bil ve kalbine de, yoklukta karar kılacağını telkin et!
Bu tavsiyelerimi iyi dinle ve anla! Bil ki, her canlının ölümünü elinde tutan Cenâb-ı Hak, hayatını da elinde tutmuştur. Varlıklara can verip yaşatan, neticede onları öldürendir. Zenginleri fakir, fakirleri de zengin yapan O’dur. Her türlü belâyı ve hastalığı veren O, her belâya bir devâ ve şifâ bulan yine O’dur. Dünya; taşıyla, toprağıyla, rengiyle, şekliyle, ağaçlarıyla, meyveleriyle O’nundur, O’nun isteği ve arzusu üzere hareket etmektedir. Âhiret de hesabıyla, cezasıyla, cennetiyle, cehennemiyle ve bizim bilmediğimiz daha birçok şeyleriyle O’nundur.
İlimde ne kadar ilerlersen ilerle, yine de bilmediğin çok şey olacaktır. Çünkü tefekkür sahasının dışında ve görme kudretinin ötesinde bulunan pek çok hakîkat vardır. Şâyet bunlardan birine muttalî olabilirsen ve Allah bazı hikmet ve sırları sana öğretirse sakın onu kendi kudretinle kazandığını zannetme! Bilâkis bunun için Yüce Rabbine sığın! İbâdetin O’nun için olsun, muhabbetin O’na olsun, korkun yalnız O’ndan olsun!
Hulâsa, dünyanın hayrı az, dirliği kısa, güler yüz göstermesi riyâ, yüz çevirmesi fâcia, lezzet ve visâli geçici, nîmet ve ihsânı fânî, günah ve vebâli ise bâkīdir... Şunu unutma ki her fenâlığın başı mal sevgisi, hırs ve tamâdır. Bu kötü hasletler, senin kalbine yol bulmasın! Müttakî ol ki perhizkârlardan olasın. Yani dünya nîmetlerini asgarîde kullan ve onlara râm olma, Allah yolunda infâk et!”
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, 12 Saadet Damlaları, Erkam Yayınları
YORUMLAR