veli

Veli Kulların Meziyetleri

Cenâb-ı Hakk’ın, velî kullarına bahşettiği yüksek tasarruf ve meziyetleri, Mevlânâ Hazretleri şöyle dile getirir...

Manevi Câzibe Merkezi

Hak dostları, îmân ehli olup da istidadlı bulunan kimseler için bir mıknatıs gibi câzibe merkezleri olduklarından, toplumun bütün kesimlerine bir şefkat ve muhabbet kucağıdırlar. Zîrâ, onları Cenâb-ı Hak sevdirir. 

Allah'ın Velilere İhsan Ettiği Kudret

Hazreti Mevlânâ Mesnevi'de Hak dostlarına Allah'ın ihsan ettiği kudreti şöyle anlatıyor.

Hakikate Âşinâ Olanlar Sözün Yularını Çekerler

Allâh’ın murâdı, dünyanın tamamıyla harap olması, ehl-i dünyanın tamamen ehl-i âhiret olması değildir. Kıyâmete kadar halkın kiminin sâlih, kiminin fâsık, kiminin uyanık, kiminin gâfil olması, ilâhî hikmet gereğidir. Bu sebeple hakikatin hikmetine âşinâ olanlar, bu konuda sözün yularını çekerler.

Veli Nedir? Velâyet Nedir? Tevhid Nedir?

Velî, “türbe ve hırka sahibi olan” demek değildir. “Dervişlik olaydı tâc ile hırka, Biz dahî alırdık otuza-kırka.” diyen Yunus bu husûsu ne güzel ifâde etmiştir.

Evliyâullâhı Çanakkale Harbi'nde Gördü!

Çanakkale gâzilerinden merhum Lâdikli Ahmed Ağa’nın şâhid olduğu ibretlik hâdise, Çanakkale'de o sıkıntılı günlerdeki ilâhî yardımın tezâhürünü gösteriyor.

Şeyh Efendinin Son Nefes Endişesi

Kelâmî Dergâhı postnişîni Muhammed Esâd Erbilî Hazretlerine bağlanmak isteyen bir müderrisin Es’âd Efendi ile arasında geçen ibretlik hadise...

Meczub Dedenin Duası Kabul Oldu

Rivayete göre zenginin biri Aziz Mahmud Hüdâyî’nin büyüklüğünü yakından görmek ve biraz da sınamak üzere huzuruna gelir ve orada şunları yaşar...

Hayâl Ötesi Bir Ferâgat

Çanakkale harbindeki îman ordusunun erleri, Hazret-i Peygamber -sal­lâl­lâ­hu aleyhi ve sellem-’in mânevî terbiyesinde yetişmiş bulunan ashâb-ı kirâmın ahlâkını kendilerine numûne almış ve onların mâ­ne­vi­yatına gönül vermiş kimselerdi. Bunlardan biri olan er Hüseyin'in ibretlik hikâyesi...

Karnenizi Sosyal Medyada Paylaşmayın!

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) yetkilileri, velilere, çocuklarının takdir ve teşekkür belgelerini sosyal medya üzerinden paylaşırken dikkatli olmaları uyarısında bulundu.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.