islam

Cennete Koşan Hayatlar

Beşeriyetin en büyük ahlâk âbidesi, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’dir. O’nun en iyi tâkipçileri de ashâb-ı kirâm ve Hak dostlarıdır. Onların izinden yürümenin kadrini idrâk ederek yaşayan mü’minler de, insanlık şeref ve haysiyetine yaraşır bir ahlâk-ı hamîdeye sahip olmuşlardır.

Türkiye'de Hafız Sayısı Üç Kat Arttı

Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Ali Erbaş, 28 Şubat sürecinde kurslardan mezun olup hafızlık belgesi alanların sayısının yılda 2 binlere kadar düştüğünü ancak engellerin kaldırılmasıyla bu sayının hızla arttığını söyledi. Erbaş, Kur'an-ı Kerim'i baştan sona ezberleyen hafızların,İslamiyet'in ilk döneminden itibaren çok önemli bir vazifeyi yerine getirdiğini belirtti.

İffet ve Hayâ Sahibi Sahabeler

Asr-ı Saâdet toplumu, kadın-erkek ihtilâtından sakınma husûsunda da çok dikkatli ve hassas idi. Yani yabancı erkek ve kadınlar, ölçü ve sınırları zorlayacak şekilde beraber ve karışık bulunmazlardı. Sosyal hayatta kadınla erkeğin arasında dâimâ bir mesafe bulunur ve birbirleriyle münâsebetleri belli bir ölçü ve disiplin dâhilinde olurdu.

Umudumuz İle İmanımız Aynı Çizgide Olmalı

Umudumuz imanımızla aynı çizgide yürümelidir. Zira biz Allah ile beraberiz. Mülk onundur, kanunlar onundur. Güveniyorsak ona güveniyoruz. Bunun için umutluyuz.

Dillere Destan Sahabeler

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- din kardeşlerinden birini üç gün göremezse, onu sorardı. Uzaktaysa onun için dua eder, evindeyse ziyaret eder, hasta ise şifâ dilemeye giderdi.[1] Asr-ı Saâdet’te yaşayan mü’minler aynı ahlak üzereydiler. Öyle ki kardeşlikte dillere destan oldular.

Dinlerarası Etkileşimin Zararları

Müslümanlara yönelik İslâm ile yaşamak uyarısı ve çağrısı göstermektedir ki, öncekilerden etkilenme, onların yolunu takip etme gibi olumsuz gelişmeler olacaktır. Bu tür değişimlerin, bir yanda dindarlar arası çekememezlik duygu ve uygulamalarının, planlı özel gayretlerin varlığı ve etkisi, diğer yanda da Müslümanların etkilenmeye açık hallerinin sonucu olduğu inkar edilemez.

Dijital Oyunlarda İslamofobi Tehlikesi

Gençlik ve Spor Bakanı Kılıç, dijital oyunlardaki İslamofobi tehlikesine ilişkin, "Dünya çapında online olarak oynanan bazı oyunlarda İslam'a karşı kara propaganda olarak nitelendirilebilecek imgeler tespit ediliyor." dedi.

Aşure Gününde Mâtem Tutmak Caiz midir?

Dr. Ahmet H. Yıldırım, Aşure Günü yas tutmanın caiz olup-olmadığını açıklıyor.

Daiş Sonrası Bölgeyi Kim Şekillendirecek?

DAİŞ terör örgütünün bölgedeki etkinliğini sürdürmesinin nedeni bu terör örgütüyle savaşılıyor gibi yapılmasından kaynaklanıyor. Çünkü bölgenin DAİŞ’den temizlenilmesinden çok DAİŞ sonrasına odaklanılmış durumda.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.