irfan

Dünyanın En Güzel İşi

Bütün kötülükler, kendisinin mukabili olan güzel hasletlerle önlenmelidir. Mesela gazaba karşı sabır, cahillik ve kabalığa karşı hilim ve irfân, kötülüğe karşı af ile muamele etmek en güzel hasletle onu savmak demektir.

İltifat Beklemeyen Hizmetkâr

İnsan yetiştiren liderler, özellikle çekememezlik (hased) illetinden kurtulmuş kimselerdir. Hizmet ve iltifat bekleyen bir gönül yapısından ziyade, hizmetkâr olmayı kendilerine şiar edinmişlerdir.

Gönle Huzur, İşlere Bereket Katan Büyükler

“Bereket, büyüklerle beraberliktedir” denilmiştir. İnsan, fıtıratı gereği her şeyi bilemez. Hayat, tek başına yaşanabilecek kadar kolay değildir. Yüce Yaratıcı varlığı birbirine muhtaç yaratmıştır.

Marifet Yolunun Muhafızları

Tarih boyunca zaman zaman zahirî ilim erbâbı ile gönül terbiyecileri olan irfân ehli arasında bazı konularda anlaşmazlıklar ortaya çıkmıştır. Ancak tasavvufî terbiyede kemâl noktasına ermiş gerçek ârifler ile ilmin hakikatine vâkıf olmuş hakiki âlimler arasında bir çekişme olmamıştır. Çekişme ve didişmeler çoğu kez kendini âlim zanneden câhillerle, kendini sûfî zanneden kaba softalar arasında olmuştur.

Fatih Sultan Mehmet Tekkeye Neden Alınmadı? 

Akşemsettin Hazretleri'nin huzuruna çıkıp kendisini dervişliğe kabul etmesini söyleyen Fatih Sultan Mehmet neden tekkeye kabul edilmedi? Akşemsettin Hazretleri Fatih'e ne öğütlerde bulundu? İşte cevapları...

Hakikat Yolunda Kılavuzun Önemi

Yrd. Doç. Dr. Adem Ergül, "Hakikat yolunda kılavuzun önemi" başlıklı konuyu anlatıyor...

Gönül Kapılarını Çalanlar

Hak ve hakikat davetçileri olan Peygamberler, Rabbânî âlimler ve mürşidler, insanların kendilerine gelmelerinden çok, onların yanına giderek gönül kapılarını çalmışlar ve onları kazanmaya gayret etmişlerdir.

Zenginlerin Göstermesi Gereken Fazilet

Talebelerini düşünerek îsar yapmak, hoca için yüksek bir fazîlet ise de, firasetli olup ihtiyacını arzedemeyen iffetli hocaefendileri de görüp gözetmek, gözlerine irfan sürmesi çekilmiş basiret ehli zenginlerin göstermesi gereken diğer bir fazîlettir.

Zamanı Doğru Okumak Nasıl Olur?

İslâm’ı ihsân kalitesinde yaşama disiplini diyebileceğimiz tasavvufî terbiyede “içinde yaşanılan ân”ın farkında olmak, büyük bir önem taşır. Bu irfân ocaklarının en büyük hedeflerinden birisi, hiç şüphesiz kişiyi gafletten, ihmâlden, ertelemekten, bilinçsiz ve şuursuz bir hayat anlayışından korumak ve basiret üzere diri bir kulluk kıvamına ulaştırmaktır. Yeni tabirle “farkındalık düzeyi yüksek” hassas bir kişilik kalitesi kazandırmaktır.

Zamanının En Değerli Din Adamı

Kâsım bin Muhammed (r.a.); emîn/güvenilir, verâ ve takvâ sahibi, yüce bir zât idi. Büyük bir fakih ve dînî ilimlerde imâm idi. Her hâli ile, zamanının en değerli şahsiyeti ve mürâcaat mercii idi.[1]

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.