irfan

İlim Yolunda Zehirli Bir Duygu

İlim, irfan, hizmet ve hayra yönelik doygunluk ve istiğnâ hâli, kişi için durgunluğun, düşüşün ve hatta tehlikenin başlangıç noktasıdır. İlim ve irfan yolunda “artık alacağımı aldım, doldum, doydum ve oldum” hissiyatı yolda kalmışlığın ve cüce himmetin işaretidir. Ulaştığı seviye ne olursa olsun, “daha alacak çok yolum var” anlayışı, daimî bir terakkinin habercisidir.

Muâmelât Olmadan Tasavvuf Olmaz!

Tasavvufu sadece raks, sema, zikir ayini gibi gören, kullar ile olan ilişkilerde fıkhın muamelatına uymayan kimseler sufilerin başıboşlarıdır ve ayette buyrulduğu üzere bunlar dini boş iş ve oyun eğlence haline getirmişlerdir. Zira nefis zevkin her türünü yaşamak ister, kendi şehvani arzularına set çekilmediğinde dine bile taraftar olur, ama böyle bir dindarlık gerçekte nefsin elinde köle olmaktır.

Çocukların Dini Eğitimi İhmal Edilmemeli!

Evlâtlarımıza dünyevî istikbâl kazandırmak için mâneviyatsız eğitim yollarını göstermek, hem onların hem de kendimizin âhiretini ebedî bir felâkete çeviren hazin aldanışlardır. Bu bakımdan, anne-babalar çocuklarının mânevî terbiyelerini ihmâl etmemelidir.

İdeal Müslüman Nasıl Olmalı?

İdeal Müslüman yorgunluğunu başka bir meşguliyetle gideren, tembelliği lügatinden söküp atan, fitne üretmesi için şeytana fırsat vermeyen Müslümandır. İdeal Müslüman rızayı ilahi gayesiyle, konuşan değil, koşturan Müslümandır. İdeal Müslüman gayeleri ve uhrevi hesapları gereği meşguliyetinden haramla iştigale takat ve vakit bulamayan Müslümandır.

Asr-ı Saadetteki Gibi Yaşamak

Tasavvuf, dünyayı bir kenara bırakıp ruhbanlığa yönelmek değildir. Dinden ayrı bir din değildir. Dine ilave bir sistem de değildir. Tasavvuf, asr-ı saadette hâl olarak yaşanan bir tezkiye ve terbiye disiplinidir.

Mezhepsizlik Canlandırılmaya Çalışılıyor

Son zamanlarda ülkemizde de görülmeye başlayan güya “Kur’an Müslümanlığı” ya da “Hadis Müslümanlığı” masum ismi altında mezhepsizlik cereyanı canlandırılmaya çalışılmaktadır. Bu görüş sahiplerinin en bariz vasıfları, geçmiş âlim ve âriflere karşı kimi zaman alaycı ve istihkâr edici saygısız bir üsluba sahip olmalarıdır.

Kalbe Erişen Bilgi İrfana Dönüşür

Sadece bilgi veren değil, insanların gönül dünyasına muhabbet ve samimiyet tohumları eken, ilgi uyandıran, ufuk açan; fıtrata, akl-ı selîme ve îmâna çağıran, usûl ve erkân öğreten önderler olması dini sohbet veren kişilerin özelliği olmalı. Zira kalbe erişmeyen bilgi, irfâna dönüşmez.

İnsanlar Sağlam Karakterlere Hayran Olur

İstikbâle dâir en doğru yatırım, kaliteli ve ideal insanlar yetiştirmektir. Bunu hesap edemeyen toplumlar, müthiş bir felâketin eşiğine sürüklenirler. Bu sebeple hem kendi istikâmetimizi ıslah ve ihyâ edebilmek, hem de bize zimmetli olan din kardeşlerimizin istikâmet üzere yaşamasına yardımcı olmak, en mühim vazifelerimizdendir.

Allah'ın Razı Olduğu Kullar

Onlar öyle bir nesildir ki, Yüce Rabbimiz kendileri hakkında “Allah onlardan, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır” hükmünü tüm insanlığa ilan etmiştir. 

İlim Faydalı Hâle Nasıl Gelir?

Bilgi edinmek uğrunda yıllarını okul yollarına, kitap ve defter başında dirsek çürütmeye sarf eden nesillerimize; mutlaka, ilmi faydalı hâle dönüştüren sırrı, yani Allah ve Rasûlü’ne muhabbetle ittibâ hakîkatini öğretmek mecburiyetindeyiz.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.