Sultan 3. Kılıçarslan Kimdir?

Sultan 3. Kılıçarslan kimdir? Tahta en kısa kalan dokuzuncu Anadolu Selçuklu Sultanı 3. Kılıçarslan’ın hayatı…

Sultan 3. Kılıçarslan, 2. Süleyman Şah’ın oğludur. Babası ikinci defa Gürcistan seferine giderken Konya-Malatya arasında öldüğünde henüz çocuk yaşta olan 3. İzzettin Kılıçarslan, bazı Selçuklu emîrleri ve devlet adamları tarafından 1204 yılında Anadolu Selçuklu tahtına çıkarıldı.

SULTANA KARŞI ÇIKAN EMİRLER

Buna karşı çıkan Emîr Mübârizüddin Ertokuş ile Selçuklu hizmetine girmiş olan Dânişmentli beyleri Muzafferüddin Mahmud, Zahîrüddin İli ve Bedreddin Yûsuf, eski Sultan I. Gıyasettin Keyhüsrev’i yeniden tahta çıkarmak için faaliyete başladılar. Bu emîrler, çevredeki emîr ve vilâyet idarecilerinden aldıkları ahidnâmeleri Hâcib Zekeriyyâ ile İstanbul’da bulunan 1. Gıyasettin Keyhüsrev’e gönderdiler.

Bu sırada İstanbul Latinler tarafından işgal edildiğinden İmparator Theodoros Laskaris, İznik ve Batı Anadolu bölgesine hâkim olarak bu bölgede bir Bizans devleti kurmak için çalışmaya başladı.

3. Kılıçarslan ile de kendi topraklarından Türkiye Selçuklu ülkesine herhangi bir saldırının yapılmasına izin verilmeyeceğine dair bir antlaşma yaptı. Öte yandan tahta oturmak amacıyla Konya’ya gitmekte olan 1. Gıyasettin Keyhüsrev ile de Selçuklular tarafından fethedilen Denizli ve Honas’ın Bizans adına Manuel Mavrozomes’e bırakılması, oğulları Keykâvus ve Keykubat ile Hâcib Zekeriyyâ’nın başkent İznik’te rehin olarak kalmaları şartlarıyla bir antlaşma yaparak kendi topraklarından geçmesine izin verdi.

1. GIYASETTİN KEYHÜSREV’İN KONYA’YI KUŞATMASI

1. Gıyasettin Keyhüsrev, beraberindekilerle birlikte daha önce meliklik yaptığı ve kendisini davet edenlerin hâkimiyetinde bulunan Uluborlu’ya geldi. Burada hazırladığı ordusuyla başkent Konya’ya ulaşıp Ocak 1205’te şehri kuşattı.

Şehri savunan Kılıçarslan’ın adamları ve halk, daha önce 3. Kılıçarslan’ın veliahtlığını kabul ettiklerine dair ant içtikleri için şehri kendisine teslim etmeyeceklerini bildirdiler. 1. Keyhüsrev bir ay sonra kuşatmayı kaldırarak Ilgın’a çekilmek zorunda kaldı. Gelişmeleri haber alan ve eskiden beri başkent Konya ile rekabet halinde bulunan Aksaray halkı valiyi şehirden çıkarıp hutbeyi Keyhüsrev adına okuttu ve kendisini Aksaray’a davet etti.

KONYALILARIN ESKİ SULTANI DAVET EDİŞİ

Bunun üzerine Aksaraylılardan daha çabuk davranan Konya halkı, I. Keyhüsrev’e elçiler göndererek yeğeni Kılıçarslan’a bir kötülük yapmaması şartıyla kendisini Sultan olarak Konya’ya davet ettiler. Bu daveti kabul eden I. Gıyasettin Keyhüsrev, Konya’ya girip dokuz yıllık bir aradan sonra Anadolu Selçuklu Devleti tahtına Mart 1205’te ikinci defa oturdu.

Bir menşurla Kılıçarslan’ı Tokat’a tayin etti, fakat Kılıçarslan daha Tokat’a gitmeden kararını değiştirip yakınlarıyla birlikte bir süre Konya yakınlarında bulunan Gâvele Kalesi’nde ikamet etmesini emretti. III. Kılıçarslan’ın Mart 1205’te bu kalede öldürüldüğüne dair bir rivayet de vardır.

3. Kılıçarslan’ın kısa süren hükümdarlığı döneminde Isparta şehri ve çevresi fethedilmiştir.

Kaynak: DİA

İslam ve İhsan

ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ SULTANLARI

Anadolu Selçuklu Devleti Sultanları

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.