Rebiülevvel Ayında Yapılacak Dua ve İbadetler

Rebiülevvel ayı nedir, bu ayda neler yapılır? İçinde Peygamber (s.a.s.) Efendimiz'in dünyayı teşrif ettikleri Mevlid Kandili'ni barındıran Rebîülevvel ayında yapılacak dua ve ibadetler...

Hicri ayların üçüncüsü rebiülevvel ayıdır. Rebiülevvel rahmet ve bereket dolu ve bir başka ismiyle Mevlid ayıdır. Rebiülevvel ayının adı “bahar, bahar yağmuru, bolluk ve bereket” gibi manalara gelen rebi kelimesinden türemiştir. Kelimenin özünde, “bir yerde ikame etmek” anlamı vardır.

REBİÜLEVVEL AYINDA NE OLDU?

İslâm tarihinde rebîülevvel ayının önemli bir yeri vardır. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz genel kabule göre Rebîülevvel ayının 12’sinde Pazartesi günü dünyaya gelmiş ve bugünün kutlanması Müslüman toplumlarda bir mevlid geleneği oluşturmuştur. İslâm tarihinde bir dönüm noktası sayılan hicret de rebîülevvel ayında gerçekleşmiştir.

Safer ayının sonlarında Hz. Ebûbekir’le birlikte Sevr mağarasına sığınan ve 1 Rebîülevvel’de buradan ayrılıp Medine’ye doğru yola çıkan Resûl-i Ekrem 8 Rebîülevvel Pazartesi günü Kubâ’ya varmış ve burada Kubâ Mescidi’ni inşa etmiştir. 12 Rebîülevvel’de Medine’ye hareket etmiş, Rânûnâ vadisinde ilk cuma namazını kıldırdıktan sonra aynı gün Medine’ye ulaşmıştır. Bu ayın içinde Mescid-i Nebevî’nin inşasına başlanmıştır.

Hz. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in âhirete irtihalinin de rebîülevvel ayında olduğu konusunda görüş birliği vardır. Meşhur olan rivayete göre Resûl-i Ekrem 12 Rebîülevvel Pazartesi günü vefat etmiştir. (Ahmad Hassan al-Zayat, XXXII [1961], s. 1).

REBİÜLEVVEL AYINDA NE YAPMALIYIZ?

İmâm Kastallânî şöyle der:

“Ehl-i İslâm; (O’na ümmet olmanın sevinci ile)

–Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in doğduğu ayı ihyâ ederse,

–Yemekler vermekte cömertlik gösterirse,

–Fakirlere her türlü yardımda bulunursa,

–Sevinç izhâr ederek hayırlarını artırırsa,

Yine mevlid-i şerîf okumaya îtinâ göstererek bereketinden istifâde etmeye gayret ederse,

Böyle yapanların, o yıl belâlardan kurtulduğu ve ne dilekleri varsa yerine geldiği tecrübe edilmiştir.” (Kastallânî, Mevâhib-i Ledünniye, I, 147-148, Beyrut 2004)

Ümmet-i Muhammed olarak, Allah Rasûlü’nün doğduğu bu mübârek ayın feyzinden istifâde edebilmek için, bizler de sâlih amellerimizi artırmalı, âdeta bir hayır/hasenat yarışına girmeliyiz. Bunun için;

  • Ulaşabildiğimiz her yerdeki çâresiz, kimsesiz ve bilhassa âfetzede gönüllere el uzatalım,
  • İmkânlarımız ölçüsünde sadakalar verelim,
  • Hediyeleşelim,
  • Bol bol Kur’ân-ı Kerîm okuyalım,
  • Hastaları ziyaret edelim,
  • Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’in nezih hayatını ve güzel ahlâkını öğrenelim, öğretelim, O’nu bilhassa evlâtlarımıza sevdirelim,
  • Allah Rasûlü’ne ümmet olmanın sevinç ve heyecanını yaşayıp yaşatalım ve,
  • Bu muazzam nîmetin şükrünü edâ edebilmeye gayret gösterelim.

REBİÜL EVVEL AYINDA YAPILACAK İBADETLER

  1. Sadaka Vermek

Bu ayda en önemli ibadetlerden biri sadaka vermektir. Yetimleri, yoksulları, kimsesizleri ve ihtiyaç sahiplerini gücümüz nisbetinde sevindirmeliyiz.

Fahr-i Kâinât Efendimiz, infâkı da yaşayarak tâlim etmekteydi. Bir keresinde;

“–Sadaka vermek, her müslümanın vazifesidir.” buyurmuştu.

Ashâb-ı kiram;

“–Sadaka verecek bir şey bulamazsa?” dediler.

–Amelelik yapar, hem kendisine faydalı olur, hem de tasadduk eder.” buyurdu.

“–Buna gücü yetmez (veya iş bulamaz) ise?” dediler.

“–Darda kalana, ihtiyaç sahibine yardım eder.” buyurdu.

“–Buna da gücü yetmezse?” dediler.

“–İyilik yapmayı tavsiye eder.” buyurdu.

“–Bunu da yapamazsa?” dediler.

“–Kötülük yapmaktan uzak durur. Bu da onun için sadakadır.” buyurdu. (Buhârî, Zekât, 30, Edeb, 33; Müslim, Zekât, 55)

  1. Hediyeleşmek ve İkramlarda Bulunmak

Bu ayın farkında olmaları ve Allah Rasûlü’nün muhabbetiyle doldurmaya vesile olması için çocuklara ve çevremizdekilere hediyeler almak ve ikramlarda bulunmak tavsiye edilmiştir.

İbn Ömer’in (radıyallahu anh) naklettiğine göre, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Allah için sizden bir şey isteyene verin, sizi davet edene icabet edin, size hediye verene karşılık verin. Karşılık verecek bir şey bulamazsanız, onun için dua edin.” (İbn Hanbel, II, 96)

  1. Salavat Getirmek

Resûlullah Efendimiz'e salavat getirmeyi Allah Teâla emretmiştir. Peygamber Efendimiz'in dünyaya geldiği bu ayda en önemli ibadetlerden biri de ona salavat getirmektir. Ayrıca hadis-i şeriflerde salavat getirenin bütün sıkıntılarının gideririleceği bildirilmiştir. Bu ayda daha çok salavat getirmeye gayret etmeliyiz.

Ayet-i kerîmede buyrulur:

“Şüphesiz ki Allâh ve melekleri, Peygamber’e çokça salât ederler. Ey müminler! Siz de O’na salevât getirin ve tam bir teslimiyetle selâm verin!” (el-Ahzâb, 56)

Übey bin Kâb (r.a.)diyor ki:

“Hazret-i Peygamber Efendimiz’e:

«– Yâ Resûlallâh! Ben sana çok salavât-ı şerîfe getiriyorum. Acaba bunu ne kadar yapmam gerekir?» diye sordum.

«– Dilediğin kadar yap.» buyurdu.

«– Duâlarımın dörtte birini salavât-ı şerîfeye ayırsam uygun olur mu?» diye sordum.

«– Dilediğin kadarını ayır. Ama daha fazla yaparsan senin için hayırlı olur.» buyurdu.

«– Öyleyse duâmın yarısını salavât-ı şerîfeye ayırayım.» dedim.

«– Dilediğin kadar yap. Ama daha fazla yaparsan senin için hayırlı olur.» buyurdu.

Ben yine:

«– Şu hâlde üçte ikisi yeter mi?» diye sordum.

«– İstediğin kadar. Ama artırırsan senin için iyi olur.» buyurdu.

«– Öyleyse duâya ayırdığım zamanın hepsinde sana salavât-ı şerîfe getirsem nasıl olur?» deyince:

«– O takdirde Allâh bütün sıkıntılarını giderir ve günahlarını bağışlar.» buyurdu.” (Tirmizî, Kıyâmet, 23)

  1. Kur'an-ı Kerim Okumak

Allah dostları bu mübarek ayda çokça Kur'ân-ı Kerîm okunmasını tavsiye buyurmuşlardır.

İbni Mesut‘tan (r.a.) rivayet edildiğine göre, Resûlullah şöyle buyurdu:

“Kim Kur’ân-ı Kerîm’den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır. Ben, elif lâm mîm bir harftir demiyorum; bilâkis elif bir harftir, lâm bir harftir, mîm de bir harftir.” (Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân 16)

İbni Abbâs’tan (r.a.) rivayet edildiğine göre, Resûlullah şöyle buyurdu:

“Kalbinde Kur’an’dan bir miktar bulunmayan kimse harap ev gibidir.” (Tirmizî, Fazâilü’l-Kur’ân 18)

  1. Dua Etmek

Bu mübârek günler, rabbimize duâ ve niyazda bulunma zamanlarıdır.

Ayet-i kerîmede buyrulur:

(Ey Resûlüm!) De ki: Sizin duâ ve niyâzlarınız olmazsa, Rabbim size ne diye değer versin?..” (el-Furkân, 77)

Yine Rabbimizin verdiği nimetlere hamd ve şükür halinde bulunmayı unutmamalıdır. Nitekim hadis-i şerifte duânın kabul olmasının iki şartından birinin hamd diğerinin de salavat olduğu bildirilmiştir.

Bir defasında Resûl-i Ekrem Efendimiz, sahâbîlerden birinin Allâh’a hamd ve Rasûlü’ne salevât getirerek duâya başladığını gördüğünde, onu takdîr ederek:

“–Ey namaz kılan zât! Duâ et, (duâna hamdele ve salvele ile başladığın müddetçe) duân kabûl olunur.” buyurmuştur. (Tirmizî, Deavât, 64/3476)

  1. Oruç Tutmak

Bu ayda pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmaya gayret edilmelidir.

Ebû Katâde radıyallahu anh şöyle dedi:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e pazartesi günü oruç tutmanın fazileti soruldu. O da şöyle buyurdu:

"O gün, benim doğduğum, peygamber olduğum (veya bana vahiy geldiği) gündür." (Müslim, Sıyâm 197, 198)

Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Pazartesi ve perşembe günleri ameller (Allah'a) arz olunur. Ben, oruçluyken amellerimin arz olunmasını isterim." (Tirmizî, Savm 44. Ayrıca bk. Müslim, Birr ve's-sıla 36 (ancak burada oruçla ilgili kısım yer almamaktadır); Nesâî, Sıyâm 70)

Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem pazartesi ve perşembe günleri orucuna özen gösterirdi. (Tirmizî, Savm 44. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd 60; Nesâî, Sıyâm 70; İbni Mâce, Sıyâm 42)

  1. Hamd Etmek ve Şükür Halinde Olmak

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz'e ümmet olmanın sevinci ile bu ayda Rabbimize çokça hamd etmeli ve şükür halinde bulunmalıyız.

Nitekim Câbir b. Abdullah (r.a.) tarafından nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Bir kimseye bir nimet verilir de onu (hayırla yâd ederek) dile getirirse, onun şükrünü yerine getirmiş olur. Eğer onu (kimseye söylemeyerek) gizlerse ona nankörlük etmiş olur.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 11)

ANNE VE BABALAR REBİÜLEVVEL AYINDA ÇOCUKLARI İÇİN NE YAPABİLİR?

Rebiülevvel ayı, anne-babalar için de mühim bir imkândır.

  • Kandillerde evlâtlarımıza hediyeler almak, o güne mahsus ikramlarda bulunmak;
  • Evlâtlarımızı, yaşadığımız muhitteki Eyüp Sultan, Emir Sultan, Süleyman Çelebi, Hacı Bayram ve benzeri feyizli mekânlara ziyaretlere götürmek,

Onların temiz kalplerine mânevî heyecanı ve muhabbeti Allâh’ın izni ve keremiyle aşılayacaktır.

Bu muhabbetin küçük yaşlarda gönüllerine nakşedilmesi, âdeta taşa işlenen nakışlar gibi, kalıcı olacaktır.

Bugün yüreği şefkatle çarpan, merhamet sahibi sâlih ve sâliha anne-babaların en mühim vazifesi;

  • Evlâtlarını, Kur’ân ve Sünnet’e ittibâ hâlinde yetiştirmektir.
  • Onlara İslâm karakter ve şahsiyetini mîras bırakmaktır.
  • Yavrularının gönüllerini Allah Rasûlü’nün muhabbetiyle doldurmaktır.

İslam ve İhsan

REBİÜLEVVEL AYI NEDİR?

Rebiülevvel Ayı Nedir?

REBÎÜLEVVEL AYINDA MEYDANA GELEN 6 HADİSE

Rebîülevvel Ayında Meydana Gelen 6 Hadise

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.