2016-02-16 15:40:29 [V.Y.T] 6,677
Araştırmacı-Yazar Fahri Sarrafoğlu, Pertevniyal Valide Sultan Camiî’nin bilinmeyen yönlerini anlatıyor.
2016-02-16 15:32:10 [Ö.F.Y.] 6,255
Şeyh Sâdî Hazretleri buyurur: “Allâh’ın sana lûtuf ve ihsanda bulunmasını istiyorsan, o Allâh’ın kullarına iyilik et.”
2016-02-16 14:18:39 [M.K.] 3,250
İslâm kardeşliği, Allâh’ın mü’minler arasına koyduğu öyle ulvî bir hukuktur ki, lâyıkıyla riâyet edildiğinde, ecri muhteşemdir.
2016-02-16 14:14:55 [M.K.] 4,870
Araştırmacı-Yazar Fahri Sarrafoğlu; Osmanlı'da kuş yetiştiriliciğini, güvercin bakımının ehemmiyetini ve kuşbazları anlatıyor.
2016-02-16 13:29:01 [A.G.] 1,620
Coğrafyamız şekillenirken Türkiye’yi neler bekliyor? İşte son dönemde yaşanan Türkiye'nin Türkiye'den büyük dertleri...
2016-02-16 13:12:07 [A.G.] 1,330
Çocukların tahsil hayatı hangi yönde olmalı? Çocuklarımızı illa yüksek tahsil mi yaptırmalı yoksa bir sanat erbabı olması için çalışmalı?
2016-02-16 12:39:27 [A.G.] 2,636
Her güzel şeyin sahtesinin olduğunu unutmayalım. Nasıl ki nice naspisiz insan peygamberlik iddiasında bulunmuş ise aynen bunun gibi bazıları da insanları batıl sözleri ile saptırma yolunda olacaktır. Maalesef günümüzde insanları gördüğü rüyalar ile kandırmaya çalışan, Peygamber Efendimizi (s.a.v.) gördüğünü iddia ederek yaptığı yanlış hatta haram işlere kılıf uyduran, sahtekarların sayısı giderek artmaktadır. Ama bizler sahtesi var diye de gerçek marifet erbabından ve onların hikmetli sözlerinden mahrum kalmayalım.
2016-02-16 11:40:16 [M.K.] 4,816
Yüksek oranda besin lifi içermesi ve bu sayede başta kabızlık olmak üzere çeşitli sindirim sorunlarına iyi gelmesi incirin yararları arasında ilk sırada sayılabilir. Ancak incirin sıhhate yararları sadece bununla sınırlı değil.
2016-02-16 11:39:40 [M.K.] 7,783
İnsanların hâlis ve sâlih ameller işlemeye muvaffak olamamalarının başlıca sebebi; harama, şüpheli şeylere ve kul hakkına yeterince dikkat etmemeleridir.
2016-02-16 11:35:02 [M.K.] 2,543
Ordu'nun Altınordu ilçesinde bulunan bir camide uygulamaya konulan proje ile namaz kılmak isteyen cemaate yeni çorap veriliyor.
2016-02-16 11:28:50 [A.G.] 7,694
Dört genç kız… Kimi Müslüman olalı, daha iki ay olmuş… Kimisi altı ay… Bir kısmı ise, İslâm adını taşıyan, fakat özünden uzak büyüyen hanımlar... Ve “her şey aslına döner” misâli, özlerine, İslâm’a yönelmişler. Ama hepsinin, hidâyete kavuşmasının ortak paydasında biri var: Hocaları, Nesibe Dereli Hanımefendi… Küfrün ortasında, her yıl birçok hidâyetlere vesîle olan, çok gayretli, mütevâzî bir îmân âbidesi o… Nûrlu bahçıvanımızın elinde yetişen nâdide çiçeklerden, hizmet erlerinden sadece bir tanesi...
2016-02-16 11:21:19 [A.G.] 5,535
Mârifetullaha ermiş zatların her hareketinde derin, zarif ibret dersleri vardır. Onların hayatı Allah ile yüzyüze yaşamak gibidir.
2016-02-16 10:03:14 [V.Y.T] 2,581
2016-02-15 17:01:31 [A.G.] 2,966
Aziz Mahmud Hüdâyî Hazretleri, talebelik yıllarında ciddî bir ilim tahsili yanında tasavvufî bir alâka ile gönül âlemini de az-çok yoğurmuştu. Gayret ve çalışkanlığı sebebiyle de medresede kendisiyle husûsî bir şekilde ilgilenen hocası Nâzırzâde’nin muîdi olmuştu. Sonraki yıllarda hocası Nâzırzâde ile birlikte muhtelif kadılık vazifelerinde bulundu. Son olarak da Bursa’ya tâyin edildiler. Hocası başkadı, kendisi de Ferhâdiye medresesinde müderrisliğin yanında Câmi-i Atîk mahkemesinde kadı nâibi oldu.
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
...Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.