Türkiye'nin Derdi Türkiye'den Büyük!

Coğrafyamız şekillenirken Türkiye’yi neler bekliyor? İşte son dönemde yaşanan Türkiye'nin Türkiye'den büyük dertleri...

Dış politika gündemi açısından yoğun bir ayı daha geride bıraktık. Gerginliklerle dolu yılın ilk ayında İran-Suudi Arabistan rekabetinin bölgesel yansımaları, Batı ile uzlaşan Tahran’ın kalkan ambargo ile önünün açılması ve tabii sistematik hal alan Türkiye’ye yönelik terör saldırıları geçen ayın öne çıkan gelişmeleri arasındaydı.

Artık Türkiye’nin milli güvenliğini tehdit eden en önemli sorunlardan biri haline gelen Suriye’deki iç savaşta, ABD’nin güven vermeyen ikircikli politikaları, Rusya’nın kanatları altına aldığı Esed rejimi ve terör örgütleriyle Türkiye’nin kırmızı çizgilerini anlamsızlaştırma gayretleri en çok kritik edilen gelişmelerdendi…

Türkiye-İsrail ilişkilerinin normalleşmesi yönünde yürütülen görüşmelerin ardından Türkiye-Mısır ilişkilerinin de yumuşayacağı yönünde bir beklentinin hatta bu anlamda girişimlerin olduğu haberleri dış politik gündemin konuları arasında yer aldı.

Davos zirvesinin gündemi, Esed güçleri ve Hizbullah kuşatması altındaki Madaya’da yaşanan insanlık dramı, Mescid-i Aksa’ya yönelik İsrail tehditleri, Birleşik Arap Emirlikleri’nin başını çektiği bir çevrenin yürüttüğü Türkiye aleyhtarı lobi faaliyetleri ve bu çerçevede uluslararası medyaya yansıyanlar diğer dış politika gelişmeleri arasındaydı.

Bu denli yoğun gündemin öne çıkanlarını değerlendirip önümüzdeki günlere yansımalarının ne olacağı yönündeki beklentileri, ülkemizi ve bölgemizi nelerin beklediği sorusunun cevabını bulmamıza yardımcı olacaktır.

Kaynak: Beytullah Demircioğlu, Altınoluk Dergisi, 360. Sayı, Şubat 2016

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.