Camide İsteyene Yeni Çorap Uygulaması

Ordu'nun Altınordu ilçesinde bulunan bir camide uygulamaya konulan proje ile namaz kılmak isteyen cemaate yeni çorap veriliyor.

Ordu'nun Altınordu ilçesindeki bir camide başlatılan proje kapsamında, namaz kılacak vatandaşlara yeni çorap dağıtılıyor.

Yavuz Sultan Selim Camiî'de, bazı işçilerin temiz çorapla namaz kılma talebiyle uygulamaya konulan proje sayesinde yeni çorap dağıtılmaya başlandı. Namaz vakitlerinde iş arası ibâdetini yerine getirmek isteyen çalışanlar, ayak terlemesi sebebiyle kirlenen ya da abdest aldıktan sonra ıslanan çoraplarının yerine camide temiz çorap kullanabiliyor.

DİNİMİZDE TEMİZLİK

İl Müftüsü Mustafa Kolukısaoğlu, İslâm dininde temizliğin çok mühim olduğunu söyleyerek, “Dinimizde temizlik imânla irtibatlandırılıyor. Namazı kılarken ilk iş yine temizlik oluyor. Hacca ya da umreye gidildiğinde ihram giyilirken evvel temizlik yapılıyor. Dolayısıyla camilerimiz Beytullah'ın birer şubesidir. Camiye de abdestli, temiz olarak giriyoruz” dedi.

Kolukısaoğlu, cami cemaatinden gelen talep üzerine çorap dağıtımı gerçekleştirdiklerini belirterek, şunları aktardı:

“Camimizde vatandaşımızdan gelen tâvsiye doğrultusunda bir düşünce oluştu. 'Biz inşaatta çalışıyoruz. Ayaklarımız terliyor, çorabımız ıslanıyor ve o anda eve gidemiyoruz' diye çorap konusunda talepler oldu. Bu anlamda da buradaki görevlilerimiz bu konuya öncülük etti. Bu camide başlattığımız uygulamanın, tüm ile örnek olmasını istiyoruz. Asla 'Camiye gelen cemaatin ayağı kirlidir, onun için çorap dağıtıyoruz' diye bir fikir değil. Kendileri böyle bir ihtiyaç hissediyor. Gün içerisinde çarşıda gezen vatandaş da abdest aldığında çorabı ıslanabiliyor. O şekilde de halıya basmak istemiyor. Bu sefer bazı kardeşlerimiz çorapsız camiye gelmek istiyor. Bu hâl de başkalarını rahatsız ediyor.”

“TERTEMİZ ÇORAPLA ALLAH’IN EVİNE GİRİLMESİ İÇİN KATKI SUNULUYOR”

Camideki çoraplardan giyen kişilerin, başkalarına katkı sunmak gayesiyle çorap parası bıraktığını anlatan Kolukısaoğlu, "Başlattığımız uygulamada gördüğümüz kadarıyla bazı vatandaşlar çorabı giyiyor ve para bırakıyor. Bir başkasına da çorap alınması ve tertemiz çorapla Allah'ın evine girilmesi için katkı sunuluyor. Bu bir mânâda da hayır oluyor. Bu durum aynı zamanda farkındalık da oluşturuyor. Bizim dinimizde, bütün ibâdetlerde temizlik var" diye konuştu.

Kolukısaoğlu, hem din görevlilerinin hem de cami cemaatinin temiz olarak ibâdetlerin yapılması için gayret etmesi gerektiğini dile getirdi.

ÇORAPLARI CAMİ CEMAATİ ALIYOR

Cami imamı Mithat Karakaya, cami cemaatinin kendisinin çorap alımını yaptığını ve herkesin çorap ihtiyacının bu şekilde karşılandığını anlattı.

Temizlik işçisi Bilgehan Şeker de uygulamanın çalışanlar açısından güzel olduğunu vurgulayarak, "Bu uygulama her zaman ve her camide yapılmalı. Bayramda nasıl giyiniyorsak camiye de öyle gelmemiz lazım. Ne kadar abdest alınsa da ayaklar ayakkabı içinde terleyebiliyor, koku oluşabiliyor. Bazı kişilerin çorap alma parası da olamayabiliyor. Onların da utanmaması ve yararlanması açısından çok güzel" ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Çok mükemmel bir uygulama ilgilileri candan kutluyorum Pis çıplak ayaklar ve pis kokulu çoraplarla camiye girip cemaatin alnını secdeye koyduğu yere basılması hem mide bulandırıcı hem de hijyen değil bu konuda ülke çapında çok duyarlı olunmalı olunması gerekiyor. Sanırım bu durumun farkında olan farklı dinlere mensup kimselerin biz müslümanları özllikle bu konuda eleştirip kınadıklarını aşağıladıklarını düşünüyorum. Namaz öncesinde abdest alınırken ayakların iyice yıkanıp temizlenmesi hijyen bakımından önemli kirli kokan bir çorap yada ayakkabı içinde terden tozdan kirlenmiş ayak sadece su ile ne kadar temizlenebilir ki Herkese temiz çorap yetiştirmek biraz maliyetli olacağı için bu nedenle yaygın olarak uygulanamayacağı için Ülke çapında tüm cami girişlerine çok miktarda galoş konulması ve tüm cemaate galoş kullanmanın zorunlu kılınması en ucuz ve en uygulanabilir bir çözüm olduğunu düşünüyorum. Bence diyanet işleri başkanlığı ve müftülüklerın bu konuya gereken önemi vermeleri ile mümkün olabilir. Bir çok insanın bu sebeple camiye gitmekten kaçındığını düşünüyorum. 20.12.2018 NOT: Bu konda ilk defa yorum yolluyorum konu müşterek olduğu için benze yorumlar gelmiş olması doğaldır. Feridun Türkkolu İzmir-Konak ilçesinden İnançlı ve bu konuda çok duyarlı bir vatandaş

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.