Ölünce Berzah Aleminde Anne ve Babamla Buluşabilecek miyim?

Ölünce berzah aleminde anne ve babamla buluşabilecek miyim? Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Hamdi Yıldırım cevaplıyor.

Şimdi, dünyadayken, dünya gözüyle annemizin ve babamızın duasını almaya bakmak lazım. Onların hayır duasını kazanmaya gayret etmeli, onlara ihsanla, saygıyla ve incitmeden davranmalıyız. Çünkü Cenâb-ı Allah bunu bize emrediyor.

Öldükten sonra ne olacağını, nasıl olacağını kesin olarak bilemiyoruz. Oradan buraya gelip haber veren birisi de yok. Bu yüzden ölüm sonrası hakkında fazla kurcalamak, detaylara takılmak doğru değil.

Bize düşen, annemiz ve babamız hayattaysa onların gönlünü hoş tutmak, rızalarını kazanmak ve hayır dualarını almaktır. Eğer vefat etmişlerse, onlar için hayır-hasenat yapmak, arkalarından duada bulunmak, sadaka vermek ve hayırlı bir evlat olmaya devam etmektir.

Yoksa, "Ben ölünce annemle babamla berzah âleminde buluşurum, orada eksikleri tamamlarız" gibi düşünceler, boş ve temelsiz hayallerdir. O âlem artık imtihanın sona erdiği bir âlemdir. Orada ne bir sevap kazanmak ne de bir telafi yapmak mümkündür.

Diyelim ki anneni, babanı berzah âleminde buldun, ne yapacaksın? Bu buluşmanın sana bir faydası olmayacak. Çünkü sen dünyadayken onların duasını almadıysan, ahirette bu eksikliği telafi etme imkânın olmayacak.

Hazreti Peygamber Efendimiz (aleyhissalâtu vesselâm) buyuruyor ki:
“Annenin ve babanın dostunu, arkadaşını ziyaret edersin, onlara iyilikte bulunursun. Onlar seni görünce, ‘Rahmetlinin evladı gelmiş’ derler. Bu da annen-baban için bir iyilik olur.”

Hayır hasenat yaparsın, dua edersin:
“Allah’ım, annemi babamı affet. Kabirlerini cennet bahçelerinden bir bahçe eyle” dersin.
Fakir fukaraya sadaka verirsin.
Suyu olmayan bir yere kuyu açtırırsın, annenin babanın ruhuna sadaka-i câriye olur.

Tüm bunların elbette faydası vardır.

Ama “Hocam, ben berzah âleminde annemi babamı görecek miyim?” diye sorarsan, evet göreceksin. Fakat bu görüşmenin sana bir faydası olmayacak.

Eğer dünyada annenle babanla arandaki hukuku güzel kuramamışsan, orada onlardan kaçacak yer ararsın. Çünkü Cenâb-ı Allah buyuruyor:
“O gün kişi kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden kaçar.” (Abese, 34-36)

O gün herkes kendi derdine düşer. Dünyadayken seni koruyup kollayan annen bile orada kendi derdine düşer. Kimse ‘Ben cehenneme gireyim de evladım cennete girsin’ demez.

Bu nedenle, bu tür boş hayallerle vakit kaybetmek yerine, “Ben annem ve babam için bu dünyada ne yapabilirim?” diye düşünmek gerekir. Eğer hayattalarsa dualarını almaya çalışmalı, vefat etmişlerse arkalarından hayır yapmalı, onları unutmadığımızı göstermeliyiz.

Vesselâm.

İslam ve İhsan

KABİR HAYATI

Kabir Hayatı

KABİR HAYATI VE KABİR AZABI İLE İLGİLİ AYETLER

Kabir Hayatı ve Kabir Azabı İle İlgili Ayetler

BERZAH HAYATI NEDİR?

Berzah Hayatı Nedir?

BERZAH ALEMİ NEDİR? ALEMİ BERZAH NE DEMEK?

Berzah Alemi Nedir? Alemi Berzah Ne Demek?

KABİR HAYATI VE KABİR AZABI İLE İLGİLİ AYETLER

Kabir Hayatı ve Kabir Azabı İle İlgili Ayetler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.