İbadet Hayatında Tefekkürün Önemi Nedir?

İbadetlerimizde tefekkürün yeri nedir? Huşû ile yapılan ibadet nasıl kalbimize feyiz verir?

Rûhânî bir tefekkür, tahkîkî îmâna ermeye vesîledir. İlmin irfâna dönüşmesi için, tefekkür ufkundan süzülerek kalbe nakşedilmesi zarûrîdir.

İBADET HAYÂTINDA TEFEKKÜR

Vehb bin Münebbih -rahmetullâhi aleyh- buyurur ki:

“Çok tefekkür eden, mutlak sûrette bilgili olur. Gerçek mânâda bilgili olan da mutlakâ sâlih amellerde bulunur.” (İhyâ, IV, 764)

İbadetler, ancak huşû ile îfâ edildiğinde seviye kazanır. Tefekkür, ibadetlerde huşû hâlini temin eder. Zira tefekkür; mü’mine ibadet esnâsında kimin huzurunda olduğunun şuur ve dikkatini kazandırır. Bu sebeple tefekkür derinliği içinde îfâ edilen ibadetlerle, gâfilâne îfâ edilenler arasında muazzam bir seviye farkı vardır.

Nitekim Hazret-i Ali -radıyallâhu anh- da:

“İlimsiz ibadette, tefekkürsüz Kur’ân tilâvetinde fayda ve feyz azalır.” buyurarak makbul bir ibadet hayâtı için tefekkürün lüzûmuna işâret etmiştir.

Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

“Tefekkür gibi ibadet yoktur.” (Ali el-Müttakî, Kenzü’l-Ummâl, XVI, 121) buyurarak tefekkürle kalbin feyizlenmesini, âdeta ibadet seviyesinde gördüğünü beyân etmiştir. Yani nefsânî ihtiraslardan kurtulmak, kalbi inceltip zarifleştirmek, îmânı kuvvetlendirmek, gereksiz endişeleri terk edip hayatta huzuru bulmak için tefekkür gerekli olduğu gibi, ibadetlerin kabûlü için de şarttır.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hak Dostlarının Örnek Ahlakından 2, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

TEFEKKÜR 3 ŞEY İÇİNDİR

Tefekkür 3 Şey İçindir

TEFEKKÜR NASIL YAPILIR?

Tefekkür Nasıl Yapılır?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.