25 Temmuz 2025 - Cuma Hutbesi PDF ve WORD İndir

Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan 25 Temmuz 2025 tarihli ve "Gazze: İnsanlığın Onur Sınavı" konulu Cuma hutbesini PDF ve WORD olarak indirebilirsiniz.

Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan 25 Temmuz 2025 tarihli ve "Gazze: İnsanlığın Onur Sınavı" konulu Cuma hutbesi yayınlandı.

GAZZE: İNSANLIĞIN ONUR SINAVI

Muhterem Müslümanlar!

Hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim’de hikmet ve ibret dolu nice kıssalar vardır. Bunlardan biri de ashâbü’l-uhdûd’dur. Hutbeme başlarken okuduğum ayet-i kerimelerde bu zalim topluluk bizlere şöyle anlatılmaktadır: “Kahrolsun alev alev yanan ateş çukurlarını hazırlayan ashâbü’l-uhdûd! Aziz, hamîd, göklerin ve yerin maliki olan Allah’a inanıyorlar diye müminlere ağır işkenceler uyguladılar. Ama Allah her şeye şahittir. Mümin erkeklere ve mümin kadınlara işkence edip de sonra tövbe etmeyenler var ya, işte onları yakıcı cehennem azabı beklemektedir.”[1]

Aziz Müminler!

Bugünün ashâbü’l-uhdûd’u siyonist zalimlerdir. Gözü dönmüş bu caniler; Gazze’de kadın, çocuk, yaşlı demeden insanlık tarihinin en acımasız katliamını gerçekleştirmektedirler. Tüm dünyaya meydan okuyarak kardeşlerimizi bir lokma ekmeğe, bir damla suya muhtaç bırakarak ölüme terk etmektedirler. Onları ya teslim olmaya ya da vatanlarını terk etmeye zorlamaktadırlar. Ancak unutulmamalıdır ki; zalimler plan kursa da, Allah onların planlarını yerle yeksan edendir. İşgalciler, haritalar çizse de takdir yalnızca Allah’a aittir.

Kıymetli Müslümanlar!

Geçmişten günümüze müminler birçok kez zulme maruz kalmıştır. Nice peygamber ve onlara inananlar, zalimler tarafından muhasara altına alınmışlar, işkence görmüşlerdir. Bugün de Gazze’de bir avuç mümin, siyonist zalimlere ve onları destekleyen bütün şer odaklarına karşı imanla, sabırla ve onurla direnmektedir. Nitekim ayet-i kerime gayet açıktır: “Nice az topluluklar, Allah’ın izniyle çok kalabalık topluluklara galip gelmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir.”[2] Evet, tarih şahittir ki Kâbiller kaybetmiş Hâbiller kazanmıştır. Nemrutlar kaybetmiş İbrahimler kazanmıştır. Firavunlar kaybetmiş Musalar kazanmıştır. Ebu Cehiller, Ebu Lehebler kaybetmiş Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s) ve onun ümmeti kazanmıştır. Bugün de inşallah Gazzeli kardeşlerimiz kazanacak zalimler ve onlara destek olanlar mutlaka kaybedeceklerdir.

Şüphesiz Rabbinin yakalaması çok şiddetlidir.”[3] ayeti gereğince, bu caniler, tıpkı Âd, Semûd, Lût ve helak olan diğer kavimler gibi yerle bir olacaklardır. Allah’ın, meleklerin, insanların, canlı cansız bütün mahlûkatın laneti onların üzerinedir. Rabbimizin vaadi haktır:

“Kâfirlere de ki: Yakında mağlup olacaksınız ve cehenneme sürüleceksiniz. Orası ne kötü bir yerdir!”[4]

Değerli Müminler!

Gazze; bugün, sadece Müslümanlar için değil tüm insanlık için bir imtihan yeridir. Gazze, insanlığın onur sınavıdır. Dolayısıyla dini, ırkı ve rengi ne olursa olsun herkesin; bu zulme engel olması, dünyamızı huzur ve barış yurdu haline getirmek için çalışması gerekmektedir. Yoksa dünyada hiç kimse güvende olamayacaktır. Hutbeme başlarken okuduğum hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.s), “İnsanlar zalimin zulmünü görür de ona engel olmazsa, Allah’ın onları genel bir azaba uğratması kaçınılmazdır.”[5] buyurmaktadır.

Muhterem Müslümanlar!

Aziz milletimiz, tarih boyunca zalimin karşısında, mazlumun yanında durmayı bir şeref bilmiş; nerede bir mazlum, nerede bir gözyaşı varsa oraya merhametini ve yardımını ulaştırmıştır elhamdülillah. Bugün de milletimiz tek yumruk, yekvücut olarak muazzam bir birlik ve beraberlik içerisinde başta Gazze olmak üzere yeryüzündeki bütün mazlumların yarasını sarmak için tüm imkânlarını seferber etmektedir. Dünyada zulüm ve haksızlığın had safhaya çıktığı böyle bir ortamda bize düşen; Cenâb-ı Hakk’ın,

“Düşmanlarınıza karşı gücünüz yettiği kadar hazırlık yapın, kuvvet hazırlayın.”[6] ayetini şiar edinerek ilim, bilim, teknoloji, maddi ve manevi her alanda daha da güçlü olmaktır. Birbirimize kenetlenmek, vahdeti kuşanmak, her türlü tefrikadan uzak durmaktır. Bıkmadan, usanmadan, Rabbimizin,

“Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin.”[7] emrinden hareketle kardeşlerimize verdiğimiz desteğimizi ve dualarımızı arttırmaktır. Ancak sadece dua ve yardım yetmez; zalimin ekonomisini besleyen ürünleri boykot etmek de imanımızın ve insanlığımızın gereğidir. Çünkü alışveriş tercihi sadece ticari değil, vicdani ve ahlaki bir duruştur. Unutmayalım ki, yeryüzündeki onurlu ve vicdan sahibi insanlar sayesinde zalimler mutlaka bozguna uğrayacak, inananlar mutlaka galip gelecektir.

Aziz Müminler!

Son yılların en kurak yaz mevsimini geçiriyoruz. Lütfen! Ormanlık alanlarda ateş yakmayalım; çöp, cam şişe ve benzeri maddeleri ormanlara ve yol kenarlarına atmayalım. Küçük bir ihmal binlerce dönüm ormanı ve birçok canlıyı yok ediyor. Yangınlarla mücadele ederken kahramanlarımız şehit oluyor. Bu vesile ile iki gün önce orman yangınlarını söndürmek için canla başla çalışırken şehadet makamına ulaşan kardeşlerimize Cenâb-ı Hak’tan rahmet, yaralılara acil şifalar, yakınlarına ve aziz milletimize sabır ve baş sağlığı diliyorum. Yüce Rabbim, vatanımızı, milletimizi ve ümmet-i Muhammed’i her türlü bela ve musibetten muhafaza eylesin.

Dipnotlar:

[1] Burûc, 85/4-9.

[2] Bakara, 2/249.

[3] Burûc, 85/12.

[4] Âl-i İmrân, 3/12.

[5] Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, 5.

[6] Enfâl, 8/60.

[7] Zümer, 39/53.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Her Yaz Yeni Bir Heyecan, Cami, Çocuk Ve Kur’an Yeni

20.06.2025 Her Yaz Yeni Bir Heyecan, Cami, Çocuk Ve Kur’an

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.