Miraç Kandili Gecesinde Yaşanmış Besmele Tecellisi

Peygamber Efendimizin (s.a.v.) Miraç Kandili gecesinde besmele ile ilgili olarak yaşadığını aktardığı olağanüstü bir tecelli…

KEVSER HAVUZUNU DOLDURAN NEHİRLER

Rivayet olunduğuna göre Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Semaya yükseltildiğim Miraç gecesinde bana bütün cennet katları arz olundu. Ben orada dört nehir gördüm. Bunlardan birinden su, diğerinden süt, bir diğerinden şarap, dördüncüsünden de bal akıyordu. Dedim ki: “Ya Cebrail, bu nehirler nereden gelip nereye akıyor?” Cebrail cevaben dedi ki: “Hepsinin Kevser havuzuna aktığını biliyorum ama nereden geldiklerini bilemiyorum. Allah’a dua et de O sana bunu bildirsin.”

BEYAZ İNCİDEN BİR KUBBE

Ben, Hakk Teala’ya dua ettim. Hemen bir melek gelip bana selam verdi ve: “Ya Muhammed (s.a.v.)! Yum gözlerini!” dedi. Ben de gözlerimi yumdum. Bir süre sonra melek: “Aç gözünü!” deyince gözlerimi açtım ve kendimi bir ağacın yanında buldum. Orada beyaz inciden bir kubbe gördüm ki kırmızı altından bir kapısı ve kilidi vardı. Kubbe o kadar büyüktü ki dünyadaki insanların ve cinlerin hepsi bu kubbenin üzerine konsa, kubbe üstünde kaplayacakları yer, dağ üstüne konmuş bir kuşun işgal ettiği yer kadar ancak olurdu. Daha önce gördüğüm dört nehrin bu kubbenin altından çıktığını müşahede ettim.

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Geri dönmek istediğimde melek dedi ki:  “Niçin kubbenin altına girmiyorsun?” Ben de: “Nasıl girebilirim ki kapısı kilitli ve bende de anahtarı yok”. Melek: “Onun anahtarı Bismillahirrahmanirrahim’dir” dedi. Ben kapıya yaklaşıp besmele çekince kapının kilidi açıldı ve kubbenin altına girdik. İçeride gördüm ki bu kubbenin dört ayağından dört nehir akmaktadır ve bu sütunların üzerinde “Bismillahirrahmanirrahim” yazılıdır. Su nehri besmelenin “Mim”inden, süt nehri lafzatullahın “Ha”sından, şarap nehri Rahman’ın “Mim”inden, bal nehri de Rahim’in “Mim”inden çıkmaktadır. Bunları görünce anladım ki bu dört nehrin aslı besmeledir.

Bunun üzerine Allah Teâlâ bana buyurdu ki: Ya Muhammed (s.a.v.) ümmetinden her kim riyadan uzak olarak halis bir kalple bu isimlerimi zikrederse yani “Bismillahirrahma­nirrahim” derse ben onu bu nehirlerin akıttıkları nimetlerle sularım.”

Kaynak: İsmail Hakkı Bursevi, Ruhül Beyan Tefsiri, Erkam Yayınları

 

İslam ve İhsan

BESMELE NEDİR? BESMELENİN ANLAMI VE FAZİLETİ

Besmele Nedir? Besmelenin Anlamı ve Fazileti

BESMELENİN BİLİNMEYEN SIR, HİKMET VE FAZİLETLERİ

Besmelenin Bilinmeyen Sır, Hikmet ve Faziletleri

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.