Mikdad Bin Esved (r.a.) Kimdir?

İslâm, lezzetleri bitmeyen tükenmeyen bir nimettir. Onunla izzete eren daima yücelir ve şerefle anılır.

Kendileri dünyadan göçedip de asırlar sonra insanlığa rehber olan örnek şahsiyetler, hayatlarında İslâm izzetiyle yaşayıp, İslâm ile nimetlenmişlerdir.

Zengin-fakır demeden, genç-ihtiyar, amir-memur, yetim, kimsesiz, gözetmeden İslâm nuru kimin gönlüne girmişse onu canlandırmış, hayatına mana kazandırmıştır.

İslâmiyet gelmeden önce, Mekke'ye gelip Esved İbn-i Abdi Yegus'la anlaşma yaparak evlatlığa kabul edilen Mikdad bin Amr adında bir genç var. M. 584'de Mekke'nin dışında Nehra'da doğmuş. Mikdad bin Esved adıyla meşhur olmuştur. İslâm nurunun doğduğunu duyunca o nura koşuyor ve İslâm'a ilk girenler arasında yer alıyor. Ondaki cesaret Müslümanlığını açıkça ilan ettiriyor.

İslâm sevgisiyle dolup taşan Mikdad bin Esved (r.a.) müşriklerin eziyetlerinden de payını almıyor değil ama ondaki Resûlullah sevgisi ve İslâm izzeti, gönlünde daha da kuvvetleniyordu. Hicret izni çıkınca diğer Müslümanlarla beraber Habeşistan'a hicret ediyor. Bir müddet sonra Resûlullah'ın Medine'ye hicretini öğrenince hemen Medine'ye hicret ediyor.

ÇEKTİĞİ ÇİLELERİ UNUTTURAN SIĞINAK

Mikdad bin Esved (r.a)'in çektiği bütün çileleri unutturacak bir sığınağı vardı. Bakınız sevgili Peygamberimiz onun hakkında ne buyurmuşlardır: "Allah bana ashabımdan dört kişiyi özellikle sevdiğini bildirip, benim de onları sevmemi emir buyurdu ki bunlar; Ali, Mikdad, Selman ve Ebu Zer'dir."

RESULULLAH'IN SÜVARİSİ

Hz. Mikdad bu sevgiye layık olabilmek için, bütün zihnini, gönlünü Resul-i Ekrem Efendimizin selameti için doldurmuş. "Resûlullah'ın süvarisi" adını almış Allah yolunda

İlk at koşturan, İslâm'da ilk süvari olarak meşhur olmuştur. Medine'de bir korku hissedilir hissedilmez Hz. Mikdad bir bakmışsınız kısrağının sırtında, kılıcını çekmiş Resul-i Ekrem'in kapısında duruyor.

SAHABEYİ HEYECANLANDIRAN KONUŞMA

Bedir, Uhud, Hayber ve diğer savaşlara katılan Mikdad bin Esved'in (r.a.) Bedir günü gösterdiği bir davranış herkesi gıpta ettirmiştir. Buhari'de Abdullah ibn-i Mes'ud (r.a) nakleder:

- Ben Mikdad'ın ağzından gayet keskin bir söz duydum ki, o sözün sahibi olmak bana ve ona kıyas olunabilen her kıymetli sözden daha çok kıymetlidir. Mikdad, müşrikler üzerine ashab-ı harekete davetle teşvik maksadıyla Nebi'nin (s.a.v.) huzuruna gelerek:

- Ya Resulallah! Biz, Musa kavminin Musa Peygambere:

"Haydi sen ve Rabbin düşmana karşı gidip muharebe ediniz de biz burada duralım!" dedikleri gibi diyemeyiz. Lakin biz senin sağında, solunda, önünde ve arkanda düşmanla çarpışırız!" dedi.

Mikdad'ın bu ateşli sözlerinden pek memnun olan Fahr-i Kainat Efendimizin mübarek yüzleri parladı ve ona dua etti.

Bedir gazvesinde büyük kahramanlık gösteren Mikdad bin Esved (r.a) Peygamberimizin irtihalinden sonra da pek çok savaşlarda bulunmuştur. 70 yaşlarında iken M. 656 yılında Medine'de vefat etmiş olup cenaze namazını Hz. Osman (r.a.) kıldırmıştır.

Kaynak: Mustafa Eriş, Altınoluk Dergisi, 1991 - Kasım, Sayı: 069, Sayfa: 022

İslam ve İhsan

BEDİR SEFERİNDEN BİR DERS

Bedir Seferinden Bir Ders

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Radıyallahu anhüm ecmain...

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.