
Günahkârlara Karşı Tavrımız Ne Olmalı? Hz. Mevlânâ’dan İbret Dolu Bir Ders
Günah işleyen birine nasıl yaklaşmalıyız? Günaha değil, günahkâra karşı nasıl bir duruş sergilemeli? Mevlânâ Hazretleri’den hikmet dolu bir ders…
Îman, Cenâb-ı Hakk’ın kullarına en büyük nîmetidir.
GÜNAHKÂRLARA KARŞI TAVRIMIZ NE OLMALI?
Rabbimiz, bu nîmeti ömrümüz boyunca titizlikle muhâfaza etmemizi ve son nefesimizi de îman ile vermemizi emir ve îkaz buyurmaktadır. Âyet-i kerîmede buyrulur:
“Ey îmân edenler! Allâh’ın azamet-i ilâhiyyesine yaraşır bir şekilde takvâ sahibi olun ve ancak müslümanlar olarak can verin!” (Âl-i İmrân, 102)
Îman nîmetinin en büyük meyvesi, Hakk’ın nazarıyla mahlûkâta bakabilmek ve onlara muhabbetle yaklaşabilmektir. Kulluk hayatına seviye kazandıran bu ölçüyle Hakk’ın af, merhamet ve muhabbet iklîmine girebilenler, bu hasletler ile hâllenerek bütün mahlûkâta rahmet saçarlar. Nitekim Hak dostu Mevlânâ Hazretleri, bu keyfiyetin hikmet dolu bir misâlini şöyle sergilemiştir:
Dergâhtaki bir sohbet esnâsında bir sarhoş çıkagelir. Dervişler onu inciterek dışarı çıkarmak isterler. Mevlânâ Hazretleri, o sarhoşun hakîkati aramak için dergâha sığınan bir insan olduğunu düşünerek onu incitenlere hitâben:
“–Şarabı o içmiş, âdeta siz sarhoş olmuşsunuz!” buyurur.
Bu hikâye, günâha karşı tabiî olan nefreti, günahkâra şümûllendirmemenin, bilâkis günahkârı yaralı bir kuş gibi şefkate muhtaç kabûl etmenin ve onu merhametle can sarayına alıp irşâd edebilmenin müşahhas bir misâlidir.
Hoca Ahmed-i Yesevî Hazretleri ne güzel buyurur:
Nerde görsen gönlü kırık, merhem ol sen
Öyle mazlum yolda kalsa, hemdem ol sen
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, 12 Saadet Damlaları, Erkam Yayınları
YORUMLAR