Mavi Karakterli Çocukların Özellikleri

Sizin çocuğunuz hangi karakterde? Mavi karakterli çocukların özellikleri nelerdir?

Odasını kendisi toplayan, legoları, akıl ve mantık oyunlarını seven, yalnız kalma ihtiyacı duyan, eleştiren, eleştirilmekten hiç hoşlanmayan, kirli kıyafete tahammülü olmayan, düzenli, detaycı, hata bulucu, intikamcı bir çocuğunuz varsa, “mükemmeliyetçi, mavi” bir çocuğa sahipsiniz, çok duyarlı olmalısınız.

MAVİ KARAKTERLİ ÇOCUKLARIN ÖZELLİKLERİ

Bu çocuklar için daha bebeklik döneminden itibaren saygı duyulmak ve anlaşılmak, aslî bir ihtiyaçtır. İhtiyaç ve duygularını açıkça ifade etmezler. Çevresindekilerin bunu anlamasını beklerler. Temastan çok hoşlanmazlar. Onu bu konuda anlamalı, üstüne gitmemeli, çevrenizdekileri uyarmalısınız.

Bazen büyüklerin bile düşünemediği çok ince detayları düşünerek sizi şaşırtacak çok özel bir çocuğa sahipsiniz. Sanata, yazmaya yatkındır; mantık sahasında çok güzel işler ortaya koyarlar. Mavi karaktere sahip bir çocuğunuz varsa, mutlaka küçük yaştan itibaren onu sanat faaliyetlerine yönlendirmelisiniz. Onlar, âdeta kâinâtın kalbi ve rûhu gibidirler; içlerindeki yeteneği sanat üzerinde gerçekleştiremezlerse bunalıma düşebilirler. Karakterleri olumsuz düşünmeye, hâdiselerin negatif yönlerini görmeye çok meyillidir. Onlara hayatın ne kadar güzel olduğuyla ilgili sık sık hikâyeler anlatıp, telkinler vermelisiniz.

 Mavi karaktere sahip yedi yaşındaki bir çocuk, caddede yürürken annesinin elini tutmak istemez. Bu durumu bir uzmana soran anneye, uzman:

“-Okula gidene kadar lütfen benim elimi tut, sana ihtiyacım var. Arabaların bana çarpmasından korkuyorum!” demesini, hassasiyet ve sorumluluk duygusunun fazla olmasından dolayı elini tutacağını söyler.

Annesi bunu uyguladığında, çocuk gerçekten de annesinin elini tutarak okula kadar gider. Ancak dönüşte çocuk annesini bırakmaz.

“-Olmaz, gidemezsin.” der. Annesi şaşkınlıkla sebebini sorunca çocuk:

“-Ben okulda kalırsam elimi tutmadan nasıl eve döneceksin, arabalar çarpar.” der bu sefer...

Evet, mavi karaktere sahip bir çocuk için cümlelerinizi çok dikkatli seçmelisiniz; o tahmininizden çok daha fazlasını düşünür ve hesap eder.

Sürekli hareket hâlinde olan, belli bir şeyle uzun süre meşgul olmaktan hoşlanmayan, arkadaş canlısı, insanların içinde mutlu olan, çok hayal kuran, düzensiz, tatlı dilli, akılda kalan, olumlu davranışlı, gülmeyi, şakayı seven bir çocuğunuz varsa, o sarı karakterli bir popülerdir. Bu çocuklar, duygusal bir yapıya sahiptirler, en büyük ihtiyaçları beğenilmek, sevilmek ve insanlarla iç içe olmaktır. İnsanları sevdiği için yardımsever ve yapıcıdır. Genelde oyuncaklarını paylaşırlar, cömerttirler.

Eğitim hayatlarında grup çalışmalarında başarılı olurlar. Meslekî yönlendirmeleri mutlaka insan ilişkileri ile ilgili bir meslek ya da sosyoloji, psikoloji gibi yine insanlarla ilgilenebileceği bir meslek olmalıdır. İnsan enerjisinden beslenen sarı karakter çocuğunuzun saatlerce odasında oturup kendi başına ders çalışmasını, kitap okumasını beklemeniz büyük hata olur. O bir kütüphanede ya da kafede insanların bulunduğu bir ortamda çok rahat ders çalışabilir. Ama yalnızlık onu boğar. Kendi odası dururken salonda gürültüde ders çalışmayı tercih eden bir çocuğunuz varsa, o mutlaka bir sarıdır.

Sevilmek ve onaylanmak, onun için çok önemli olduğundan, onu başarı hikâyeleri ile önemli şahsiyetlerin hayatları ile hedeflerine çok kolay bir şekilde motive edebilirsiniz. Ancak dikkat edin, yerinde duramayan sarı karakterin hayalleri de yerinde duramayacaktır. Sürekli yeni hedef, fikir ve ideallerle karşınıza çıkacak, ayakları yere basmayacaktır.

Elbette bu sayılanlar, insan karakterlerinin hepsini yansıtmıyor. Ama etrafımızda en çok gördüğümüz fıtratlar… Anne-babalar olarak, çocuğumuzun özelliklerini ne kadar erken fark edersek, onlarla o kadar doğru bir iletişim dili oluşturabilir; onların gelişim ve ilerlemesinde de o nisbette başarılı olabiliriz.

Yüce Allah, bir yapbozun parçaları gibi her birimizi diğerimizle tamamlamak için farklı renk ve karakterlerde yarattı. Farklılıklarımızı fırsat olarak görerek yeteneklerimizi en üst seviyede kullandığımız, çocuklarımızı da yargılamadan yaratılışlarına göre yetiştirdiğimiz bir dünya umuduyla…

Kaynak: Büşra Ümmühan, Altınoluk Dergisi, Sayı: 436

İslam ve İhsan

EVLATLARIMIZI NASIL YETİŞTİRMELİYİZ?

Evlatlarımızı Nasıl Yetiştirmeliyiz?

ÇOCUK YETİŞTİRME İLE İLGİLİ AYETLER

Çocuk Yetiştirme ile İlgili Ayetler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.