Malazgirt Savaşı'nın Yapıldığı Alanın Tespiti Sürüyor

Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle 2020'den bu yana Malazgirt ilçesinde yürütülen kazı ve jeofizik çalışmalarının bu yılki bölümü başladı.

Sultan Alparslan'ın kazandığı zaferle Türklere Anadolu'nun kapılarını açtığı Muş'un Malazgirt ilçesinde 10 üniversiteden bir araya gelen 30 akademisyen, 1071'deki Malazgirt Savaşı'nın yapıldığı alanı belirlemeye çalışıyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığının desteklediği, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Ahlat Müze Müdürlüğü, Muş Alparslan Üniversitesi ve Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi iş birliğiyle 2020'de hayata geçirilen "Malazgirt Savaş Alanının Tespiti, Tarihi ve Arkeolojik Yüzey Araştırma" projesi kapsamında başlatılan kazı çalışmalarının bu yılki bölümü başladı.

Alanında uzman akademisyenler, ilçeye 7 kilometre uzaklıktaki Afşin Mahallesi'nde toplu mezarların bulunduğu değerlendirilen alanda, teknik ekipman ve cihazlarla jeofizik çalışması yaptı.

Geçmişteki sondaj kazılarında mezarlıklar, ok ve mızrak uçları ile çeşitli savaş aletleri ortaya çıkaran kazı ekibi, çalışmaların üçüncü yılında da elde edilecek bulgularla kentin tarihine ilişkin önemli bulgular elde etmeyi hedefliyor.

Kazıya bilimsel danışmanlık yapan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Çevik, AA muhabirine, Afşin Mahallesi'nde bu yılki kazı çalışmalarını başlattıklarını söyledi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı desteği ve talebi doğrultusunda, Malazgirt Savaş alanını tespit amacıyla 3 yıldan bu yana bölgede çalışma yürüttüklerini belirten Çevik, şöyle konuştu:

"Bölgede 30 akademisyenle bu çalışmayı yürütüyoruz. Burada savaş alanı arkeolojisi yapıyoruz. Ülkemizde ilk defa bu kapsamda savaş alanı arkeolojisi çalışması yürütüyoruz. Neden buradayız, savaşın geçtiğini düşündüğümüz alana yakın bir mahalle burası ve eski bir köy. Burada aynı anda gömülü izlenimini veren Müslümanlara ait olduğunu tahmin ettiğimiz mezarlar var. Geçen yıl yaptığımız yüzey araştırmalarında bu alanda yoğun mezar olduğunu belirledik. Burası kalabalık bir yerleşim yeri değil. İlgimizi çekmişti. Ayrıca kaçak kazıyla açılmış bir mezardan aldığımız kemik örneği, Karbon-14 analizi sonucu bize 11. yüzyıl tarihini verdi. Hem alanda bu kadar çok mezarın olması ve bu mezarların aynı anda gömüldüğü izlemini veren durum, burada çalışmamız gerektiği sonucunu doğurdu."

"Bu çalışma, diğer kazılara da mihmandarlık yapacak"

Sondaj kazısıyla mezarlar çıkararak durumun Malazgirt Savaşı ile ilgisini anlamaya çalıştıkları bilgisini veren Çevik, "Çıplak gözle görebildiğimiz mezarın gerçekten olup olmadığını jeofizik yöntemiyle tespit etmeye çalışıyoruz. Ardından antropologlar ve arkeologlar uygun gördüğü alanlarda kazı yapıyor. Elde ettiğimiz iskeletlerin laboratuvar ortamında hangi döneme ait olduğunu tespit etmek istiyoruz. Savaş alanı arkeolojisi dünyada nasıl yapılıyorsa biz de aynı şekilde çalışmaları etap etap yürütüyoruz. Bütün süreçleri bilimsel şekilde ortaya koymak, belgelemek ve ürettiğimiz sonuçları tartışmaya mahal bırakmaksızın bilim alemi tarafından kabulünü sağlamak için titiz bir çalışma yürütüyoruz. Sadece Malazgirt ilçesinde değil, Muş sınırlarında kazı faaliyeti yürütüyoruz. Bu çalışma, diğer kazılara da mihmandarlık yapacak. Büyük savaşın nerede cereyan ettiğini noktasal olarak tespit etmeyi amaçlıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

"Tarihe ışık tutacak bulgulara ulaşmayı umut ediyoruz"

Bitlis Eren Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yunus Levent Ekinci de mezarlık alanında elektrik özdirenç tomografi (jeofizik) yöntemini uyguladıklarını bildirdi.

"Buradaki amacımız yüzeyde görülmeyen ve bir iz olmayan mezar yapılarını belirlemek." diyen Ekinci, şunları kaydetti:

"Yüzeyden kaç metre derinde olduklarını belirleyerek haritalar üzerinde bunların yerlerini tespit edip kazılarla gün yüzüne çıkarmaya çalışıyoruz. Umarım bu çalışmanın sonunda da yüzeyde görülemeyen ve izi olmayan mezar yapılarını buluruz. Tarihe ışık tutacak olan bazı bulgulara ulaşmayı umut ediyoruz. Türkiye'de savaş alanı araştırmalarında jeofizik yöntemi çok fazla uygulanmış değil. Bu cihazla yaklaşık 130 metre derinden bilgi elde etmek mümkün."

"Buradan çıkacak eserlerimizi müzelerimizde sergileyeceğiz"

Alanda incelemelerde bulunan Muş Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Şengül ise Muş ve Malazgirt'in adeta açık hava müzesi konumunda olduklarını dile getirdi.

İlçenin, 1071 Malazgirt Savaşı'ndan sonra Türklere Anadolu'nun kapılarının açıldığı stratejik bir konumda bulunduğunu vurgulayan Şengül, "İnşallah ilçemizin uluslararası tanıtımını yapacağız. Buradan çıkacak eserlerimizi müzelerimizde sergileyeceğiz. Elde edilen bulguları kitap haline getireceğiz. İlimize ve ülkemize katkı sağlamak için elimizden geleni yapacağız. Türklerin Anadolu'ya kapılarının açıldığı ilçede, insanlara tarihi ve turistlik alanlarımızı tanıtacağız." dedi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.