Küba'da 4 Bin Müslüman Cami Bekliyor

Komünizmle yönetilen Küba'nın başkenti Havana'da yaşayan Müslümanlar, dini vecibelerini yerine getirebilecekleri bir caminin bir an önce yapılmasını istiyor.

Komünizmle yönetilen Küba'nın başkenti Havana'da yaşayan Müslümanlar, ülkede cami bulunmamasını önemli bir eksiklik olarak niteledi ve dini vecibelerini yerine getirebilecekleri cami yapılmasını istedi.

Başkentin Eski Havana olarak bilinen kısmındaki "Casa de los Arabes"te (Arap Evi) toplanan Müslümanlar, erkekler önde, kadınlar arkada saf tutarak cuma namazını birlikte kılıyor.

NAMAZLAR MÜZE OLAN BİR EVDE KILINIYOR

küba

Küba'da 1940'lı yıllarda yaşamış zengin bir Arap Müslüman’a ait olan Arap Evi'nde sorumlu olarak bulunan kişi, Müslümanlığı seçtikten sonra Nizam adını alan bir Kübalı.

Endülüs mimarisinin özelliklerini yansıtan bina, aynı zamanda Kübalı Müslümanlara ait eşyaların sergilendiği bir müze olarak da hizmet veriyor.

Dini vecibelerini genellikle evlerinde yerine getiren Müslümanlar, cuma namazını ise birlikte Arap Evi'nde kılıyor. Arap Evi'ndeki cuma namazlarına yaklaşık 50 kişi katılıyor.

KÜBA’DA 4 BİN MÜSLÜMAN BULUNUYOR

Küba'da yaklaşık 4 bin Müslüman bulunuyor. Müslümanlar, ülke nüfusunun yüzde 1'inden azını oluşturuyor.

MÜSLÜMANLIĞI SEÇEN KADINLARIN SAYISI DAHA FAZLA

Havana'daki Küba İslam Cemiyeti'nin Kadınlar Komitesi'nde İslamiyetin yaygınlaşması için çalışan Şahida Abdülgafur Bertha, Müslümanlığı seçen kadınların sayısının çok daha fazla olduğunu söyledi.

BİR YIL İÇİNDE 100’DEN FAZLA KİŞİ MÜSLÜMAN OLDU

indir

Geçen yıl Ramazan ayından bu yana 100'den fazla kişinin Müslüman olduğunu kaydeden Bertha, "Yüz ölçümü ve nüfus açısından Küba'dan daha küçük bir ülke olan Guyana'da bile cami var. Küba'da da cami yapılmasını istiyoruz" dedi.

Geçen hafta Küba'ya resmi ziyarette bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Küba Devlet Başkanı Raul Castro ile görüşmesi sırasında Türkiye'nin Küba'da Türk mimarisine uygun bir cami yapmak istediğini iletmişti.

CUMA NAMAZI KILINDIKTAN SONRA MÜSLÜMAN OLDU

Yuleysy Fernandez Cruzata, cuma namazından sonra Arap Evi'ndeki imamın yardımıyla Kelime-i Şehadet getirip Müslüman oldu. 

"Fatıma" ismini alan genç kadın, "İslamiyeti daha önce de biliyordum. Son zamanlarda İslam hakkında daha fazla araştırma yaptım. Kalbimde İslamiyeti hissettiğim için Müslümanlığa geçtim. Kendimi Müslüman gibi hissediyorum" dedi.

Müslümanlığa geçen bir diğer Küba vatandaşı Irana de los Calles Osario, eşinin de Müslüman olduğunu söyledi. Kendisinin "Ayşe" eşinin de “Abdülhakim" isimlerini aldığına işaret eden Osario, resmi nüfusa kayıtlı isimlerini değiştirmediklerini resmi işler için İspanyolca isimlerini kullanmaya devam ettiklerini belirtti.

MÜSLÜMANLIĞIN YAYILMASI İÇİN BİR CAMİ YAPILMALI

kuba5

Müslümanların ülkede azınlıkta olduğunu vurgulayan Osario, Müslümanlığın Küba'da yaygınlaşmasını ve ibadetlerini yerine getirebilecekleri bir cami yapılmasını istediğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Küba ziyareti sırasında Arap Evi'ni ziyaret ettiğini söyleyen Osario, "İnşallah Küba'ya büyük ve güzel bir cami yapılacak. Camiye ihtiyacımız var. En büyük isteğimiz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyareti ile sürecin hızlanması" dedi.

MANEVİYAT EKSİKLİĞİMİ GİDERMEK İÇİN İSLAM'I SEÇTİM

Küba'ya tıp eğitimi almak için gelen ve 6 yıldır Havana'da yaşayan Tunuslu Aymen Keçida, ülkeye gelmeden önce hiç bir dine inanmadığını ve bu durumun kendisini yalnızlığa ittiğini söyledi.

Müslümanların Küba'da rahatsız edilmeden yaşadıklarını belirten Keçida, "Maneviyat eksikliği yaşıyordum ve içine düştüğüm bu durumdan kurtulmak için İslam'ı seçtim" ifadelerini kullandı. Keçida, Küba'da Malezya, Endonezya, Somali ve Suudi Arabistan'dan Müslümanların da bulunduğunu, tek eksiklerinin bir cami olduğunu kaydetti.

CAMİ OLMADIĞI İÇİN BÜYÜKELÇİLİKLERDE TOPLANIYORLAR

Arap Evi'ne cuma namazı kılmak için gelen Filistinli tıp öğrencisi Eşref Abu Hamida, Müslümanların ülkede cami olmadığı için zaman zaman Mısır, Suudi Arabistan ve Katar büyükelçiliklerinde toplandığını belirtti.

Suudi Arabistan'da yaşadığını, ancak Filistin'le ilgili gelişmeleri yakından takip ettiğini belirten Eşref, "Filistin inşallah özgür kalacak ve hepimiz rahata kavuşacağız" diye konuştu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.