Fransa’da Müslüman Genci Secdede Şehit Ettiler

Fransa'da camide bıçaklanarak öldürülen Müslüman genç Aboubakar Cisse'nin teyzesinin oğlu Yoro Cisse, kuzeninin inançlı olduğunu ve çok namaz kıldığını belirterek, "Herkes böyle şehit olarak ölemez." dedi.

Fransa’nın Gard vilayetindeki La Grand-Combe kasabasında bulunan Hatice Camisi'nde 25 Nisan'da Olivier H, Cisse'den namaz kılmayı öğrenmek için yardım istedi.

Cemaatte örnek kişiliği ve özverisiyle tanınan Aboubakar Cisse bu teklifi kabul etti.

Ulusal basın, Oliver H'nin, Müslüman genci secdeye gittiği anda yaklaşık 50 kez bıçakladığını ve bu anı kayda alarak sosyal paylaşım sitesinde yayımladığını yazdı.

Saldırının ardından kaçan, 27 Nisan'da İtalya'nın Pistoia şehrindeki polis karakoluna teslim olan Olivier H, Fransa’ya iadesini kabul etti.

Memleketi Mali'ye gönderilen Müslüman gencin cenazesinin bugün defnedilmesi bekleniyor.

Aboubakar Cisse'nin teyzesinin oğlu Yoro Cisse ve Hatice Camisi'nde merhumun cansız bedenine ilk ulaşan Hamza, yaşananları AA muhabirine anlattı.

GECE KALKAR NAMAZ KILARDI

Yoro Cisse, Fransa'ya gelmeden önce kuzeni Aboubakar Cisse'nin Mali'de uzun yıllar medresede eğitim aldığını belirtti.

Fransa'ya gitmeden önce de kuzeninin dinini çok sevdiğini, namazını kıldığını ve inançlı olduğunu söyleyen Cisse, "Çok namaz kılardı hatta gece bile. Bazen saat 01.00'de, 02.00'de kalkar, namazını kılar, dualar ederdi. Her zaman böyleydi ve Fransa'ya gidince aynı yolda devam etti." ifadelerini kullandı.

Cisse, kardeşi gibi gördüğü kuzeninin iltica talebi kabul edilmediğinde yanına gelmesini söylediğini belirterek, Aboubakar Cisse'nin kendisine "Abi, çok isterdim ancak burada beni çok seven bir Müslüman toplumla karşılaştım. Buradaki Müslüman kardeşler gerçekten sevecenler, o yüzden biraz daha burada kalmak isterim. Zaman zaman seni gelip ziyaret edeceğim." dediğini aktardı.

- "Mevla neylerse güzel eyler"

Cisse, Aboubakar Cisse'nin ölümünü telefonda öğrendiğini, duyduklarına inanamadığını dile getirerek, kuzenin ölümüyle ilgili şu ifadeleri kullandı:

"Allah'ın takdiriydi, kabulleniyorum. Elbette ki beni şoke etti, beni sarstı. Mevla neylerse güzel eyler çünkü iyi bir Müslüman olarak, Allah'ın Kur'an-ı Kerim'de dediği 'Onlar, başlarına bir musibet geldiğinde 'Doğrusu biz Allah'a aidiz ve kuşkusuz O'na döneceğiz.' derler.' ayetine inancımız var. O nedenle sınırı da geçmemiz gerekir. Allah'ın karar verdiğini biliyoruz. Bunu kabul etmeliyiz."

Cisse, kuzeninin şehit olduğunu belirterek, "Herkes böyle şehit olarak ölemez." dedi.

- "Ben her zaman onun bir 'İslam elçisi' olduğunu söylerdim"

Soy ismini vermek istemeyen La Grande-Comb sakinlerinden 57 yaşındaki Hamza da olay günü camiye saat 11.15 sularında geldiğini belirtti.

Hamza, Aboubakar Cisse'yi yatar vaziyette gördüğünü ve başta öldüğünü anlamadığını dile getirerek, "Selam verdiğimde bana cevap vermedi. Ona yaklaşınca kanlar içinde yüzdüğünü, boğazında, belinde bıçak darbelerinin olduğunu ve hareket etmediğini gördüm." ifadelerini kullandı.

Bir umutla nefes alıp almadığına baktığını ancak yaşam belirtisi görmeyince arkadaşlarını aradığını söyleyen Hamza, itfaiye erlerinin ve jandarmaların olay yerine geldiğini belirtti.

Hamza, Aboubakar'ın çok edepli olduğunu ve kasabada herkes tarafından sevildiğini söyledi.

ÖRNEK BİR İSLAM ELÇİSİYDİ

Okullarda çalıştığını belirten Hamza, şöyle devam etti:

"Öğlen çocukları okula götürdüğümüzde yolda ona rastlamadığımız tek bir gün bile yoktu. Tüm çocuklar ona 'Aboubakar' derdi. Ben her zaman onun bir 'İslam elçisi' olduğunu söylerdim. O yüzden birisi mesela ihtida etmek isterse Aboubakar'a baksa ihtida eder. Aboubakar hakkında şunu diyebilirim: Gerçekten çok iyi biriydi."

Hamza, olayın yaşandığı 25 Nisan'dan bu yana kentte herhangi bir psikolojik birimin kurulmadığını belirterek, "Bizi böyle bıraktılar ve bugüne kadar bizi yok saydılar. Bunu yaşamak zor." dedi.

Katil zanlısı Olivier H'nin cinayeti işlemeden 10 gün önce kasabaya geldiğini anlatan Hamza, "(Olivier H. ve ailesinin) Kepenkleri kapalı, komşularla az konuşan insanlardı. Onları görmezdik, sürekli saklanırdılar, grup halindeydiler. Onları asla camide görmedik çünkü Müslüman değillerdi." diye konuştu.

Hamza, İtalya'da teslim olan kişinin Olivier H. olduğuna dair şüphelerinin bulunduğunu belirterek, "La Grande-Comb halkı, şu anda İtalya'da bulunan kişinin gerçekten Olivier H. olduğu konusunda büyük bir şüphe duyuyor." ifadesini kullandı.

- "Birçok kişi olsaydık bu adam katliam yapardı"

İtalya'da bulunan şüphelinin Fransa'ya getirilmesinin birkaç hafta sürebileceğine işaret eden Hamza, "(Zanlı) Cinayetini işlediğinde camide bulunan banka oturdu, sigarasını içti, bisikletini tekrar aldı ve geldiği gibi bisikletle gitti." dedi.

Hamza, zanlının Aboubakar’ı 57’den fazla kez bıçakladığını, saldırıyla ilgili caminin kamera kayıtlarının bulunduğunu söyledi.

Zanlının Aboubakar’ı 4 dakika bıçakladıktan sonra kayda çekerek bıçaklamaya devam ettiğini anlatan Hamza, Aboubakar’ın şüpheliye namaz öğrettiği sırada saldırıya uğradığına dikkati çekti.

Hamza, zanlının ağır ve dolu bir çantası ile üzerinde bir silahın da olduğunu belirterek, "(Camide) Birçok kişi olsaydık bu adam katliam yapardı. Sadece Aboubakar'ı veya sadece bir tane Müslüman'ı öldürmek için gelmedi." ifadelerini kullandı.

Olayın ardından Hatice Camisi’nde cemaat namaz kıldığı sırada dışarıda nöbet tutulduğunu dile getiren Hamza, "Arkamızda birinin olacağından korkuyoruz." dedi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

HZ. ÖMER'İN (R.A) ŞEHADETİ

Hz. Ömer'in (r.a) Şehadeti

HZ. ALİ (RA.) NE ZAMAN, NEREDE VE NASIL ŞEHİT OLDU?

Hz. Ali (ra.) Ne Zaman, Nerede ve Nasıl Şehit Oldu?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.