TEFEKKÜR

Tefekkürle İnkişâf Eden Ruh

Rabbimiz, biz kullarından, ilâhî kudret ve azametini, kâinattaki büyük nizâmın sır ve hikmetlerini, kullarına olan sayısız ikramlarını tefekkür etmemizi, bu tef

Bütün Mahlûkata Verilmiş Kabiliyet

İnsanı insan yapan husus, onu şuur iklîminde yeşertecek olan rûhânî bir tefekkür derinliğidir. Allah Teâlâ da kullarından, gerek îmânın, gerekse ibâdetlerin yük

İnanabiliyor Musun?

İçinde yaşadığımız hayat şartları, gözümüze ve gönlümüze değen sûretler, neyi yüceltiyorsa, değerlerimiz de o yolda şekillenir ve mukâvemet kazanır. Eğer hep va

Dünyaya Niye Geldik?

Mü’minlerin maksadı, insanların bu dünyaya, âhirete dönüş için geldikleri şuuruna ermektir. Ancak bu dünyada kesbedilmiş Allah aşkı ebediyete kadar O’nu sevebil

İslam'da Akıl ve Felsefenin Yeri Nedir?

İslam'a aklımızla mı yoksa kalbimizle mi inanmalıyız? İslam'da felsefenin yeri nedir? "İslam Felsefesi" tabiriyle neyi anlamalıyız? İşte bu soruların cevapları.

Kur'ân-ı Kerim'de Tefekkür Kaç Yerde Geçiyor?

Cenâb­ı Hak, Kurʼân­ı Kerîmʼinin 137 yerinde insanı, kâinatta sergilediği ilâhî kudret nakışlarını ve azamet tecellîlerini tefekküre davet ediyor. 

İç Dünyamızı Nasıl Temizleriz?

Nasıl ki sahildeki taşlara vuran dalgalar, onlara yeni, dümdüz ve pürüzsüz bir şekil veriyorsa, iç dünyamızın hatâ ve kusurlarını da mâneviyat deryasının dalgal

Doğum Mucizesi

Bebeğin, anne rahminde geçirdiği 40 haftanın ardından dünyaya gelmesi ile alakalı yaşanan hâdiseler, hem anne bedeninde, hem de bebeğin bedeninde meydana gelen

Peygamber Efendimiz'in Terk Etmediği İbadet

Hazret-i Âişe (r.a.) anlatıyor: “Ramazan ayının son on günü girdiğinde Rasûlullâh (s.a.v.) geceleri ihyâ eder, ev halkını uyandırır, kendini ibâdete vererek eşl

İslam'da Rüyanın Yeri ve Rüya Tabirleri

İslam'da rüya nedir? Rüya tabirleri ve yorumları nasıl yapılır? Kur’an’da ve hadislerde rüyanın önemi nedir? Tasavvufta rüya ne ifade eder? İslam’da rüyanın yer

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.