Tasavvuf

Günümüz İslâm Dünyâsında Ve Özellikle Ülkemizde Tasavvuf Fonksiyonunu Yitiriyor mu?

İnsan rûhunun “esfel-i sâfilîn” denilen kesâfetten kurtulup letâfet ve rûhâniyete ıstıfâ ve irtifâında/yükselişinde tasavvufî eğitimin lüzûmu tartışmasız bir ge

Tasavvufta Oto-Kontrol Mekanizması Var mıdır? Nasıl İşler?

Tasavvufta oto-kontrol mekanizması var mıdır? Nasıl işler? Prof. Dr. Hasan Kâmil Yılmaz cevaplıyor...

Tasavvuf Alanında Zaman Zaman Görülen Bozulma Çizgisinin Sebepleri Nelerdir?

Tasavvuf alanında zaman zaman görülen bozulma çizgisinin se-bepleri nelerdir? Prof. Dr. Hasan Kâmil Yılmaz cevaplıyor...

İslâm’ı Tasavvuf, Cihâd ve Nûr Gibi Fırkalara Ayırmak Acz İfâdesi Değil midir?

İslâm’ı Tasavvuf, Cihâd ve Nûr gibi fırkalara ayırmak acz ifâdesi değil midir? Prof. Dr. Hasan Kâmil Yılmaz cevaplıyor...

Tasavvufa Ayrı Bir Din midir?

Tasavvufa ayrı bir din gibi bakanlar var. Bu konudaki fikriniz nedir? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyor...

Gerçek Tasavvufun En Güzel Tanımı

Tasavvufun asıl ve en önemli gâyesi nedir? Keramet mi istikamet mi? Gerçek tasavvufun en güzel tanımı nedir?

Tasavvuf Düşünce Târihimizde, Gelişimin Önünde Engel midir? Tasavvuf Rasyonel Düşünce Üretimini Engeller mi?

Tasavvufun düşünce târihimizde, gelişimin önünde engel gibi dur-duğunu söyleyenler var. Onların iddiâlarına göre: “Bir kişiyi ör-nek almak ve onun her düşüncesi

Tasavvuf ve Genel Mânâda Mistisizm Arasındaki Farklar Nelerdir?

Tasavvuf ile genel mânâda mistisizm arasında ne tür farklar vardır? İşte tasavvuf ve mistisizm arasındaki farklar...

Tasavvuf; Hind, Çin, İran, Eski Mısır, Yunan, Yahûdî ve Hıristiyan Mistisizminden mi Alınmıştır?

“Tasavvuf; Hind, Çin, İran, Eski Mısır, Yunan, Yahûdî ve Hıris-tiyan mistisizminden alınmıştır” diyenler var. Ne dersiniz? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıy

Tasavvufun İslamiliği ve İslam Literatüründeki Yeri

Tasavvufun İslâm literatüründeki yeri nedir? Tasavvufun İslâmîliği nedir? Bir ilmin İslâmî olup olmadığını anlamak için dikkat etmemiz gereken üç esas nedir? Pr

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.