Tasavvuf

Mürşid ve Mürid İlişkisinde Dün ve Bugün Arasındaki Farklar Nedir?

Günümüzde mürîd, mürşidinin yüzünü görmeden tarîkata giriyor. Eskiden mürîd, mürşidinin dizi dibinde, ondan feyz alarak yetişi-yordu. Bugünle dün arasındaki far

Şeyhin Cübbe ve Sarık Giydirdiği Kişi Halife veya Vekil mi Olur?

Şeyhin cübbe ve sarık giydirmesi, giydirilen kimsenin onun vekîli ve halîfesi olduğu anlamını taşır mı?

İntisâb Etmekle Kurtulunur mu?

İntisâb etmekle kurtulunur mu? “Senin adına Efendi her şeyi yapar; ilme ve amele ne gerek var” anlayışı doğru mu? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyor.

İntisâb, İnâbe ve Bey’at Ne Demektir? Farkları Nelerdir?

İntisâb, inâbe ve bey’at kavramlarını açıklar mısınız? Aralarında-ki fark nedir? İnâbe alan ve intisâb eden kişi bey’at etmiş olur mu?

İntisâbın Özel Bir Şekli Var mıdır?

İntisâbın özel bir şekli var mıdır? İntisâb sırasında verilen fotoko-pi ve cd’leri kabûl ile intisâb gerçekleşir mi?

Manevi Ders Almak İsteyenlere Sorulan Sorular

Hâce Mûsâ Efendi’nin mânevî ders almak için gelenlere sorduğu sorular.

Tasavvuf Yolu

Tasavvuf yolu nedir, ne kazandırır? Tasavvuf yoluna girenlerin kazanacakları şeyler...

Mürşidinin Tasarrufunun Zayıf Olduğunu Söyleyen İhvânın Durumu Nedir?

Âhirete intikâl eden mürşidi için: “O başkaydı” deyip, yaşayan mürşidinin tasarrufunun zayıf olduğunu söyleyen ihvânın durumu nedir? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılma

Mürîdin Şeyhini Allah İle Kendi Arasında Bir Aracı Gibi Görmesi Doğru mudur?

Mürîdin şeyhini Allah ile kendi arasında bir aracı gibi görmesi doğru mudur? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyor.

Sâlikin İlk Günleri Nasıl Geçmelidir?

Sâlikin ilk günleri nasıl geçmelidir? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyor.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.