Kıssâlar

Nasibini Komünistin Elinden Aldı

Yaşanmış, târihî bir vâkıa olan şu misal, her hâlükârda, tevekkül ve teslîmiyetle Allâh’a sığınan bir kulun Cenâb-ı Hak tarafından bazen düşmanı eliyle bile nas

Rahmeti İlahiyyenin En Büyük Eseri

Hazreti Mevlânâ Mesnevi'de rahmet-i ilâhiyyenin en büyük eserinin gönül olduğunu söylüyor.

Darda Kalınca Yapılan Dua

Ebû Abdurrahman, Abdullah bin Ömer İb- ni’l-Hattab -radıyallahu anh-’ın rivayetine göre, Peygamber aleyhisselam’ın şöyle dediğini işittim, demiştir. Mağarada sı

Manevi Câzibe Merkezi

Hak dostları, îmân ehli olup da istidadlı bulunan kimseler için bir mıknatıs gibi câzibe merkezleri olduklarından, toplumun bütün kesimlerine bir şefkat ve muha

Salihlerle Beraber Olan Salihleşir

Mevlânâ'nın Mesnevi'sinden iki mısra ve açıklama... Mesnevî: “Gülün tarâveti (tazeliği) bozulup, gül bahçesi hazân mevsimine girince, artık bülbülün hoş nağmel

En Büyük Gaflet ve Dalâlet

Kendi görüşümüzü Allah Rasûlü’nün tavsiyesinin önüne koymak gibi büyük bir gaflet ve dalâlettir.

Bir “elhamdülillah” İçin 30 Yıl İstiğfar Etti

 Seriy Sakatî, -kuddise sırruh- erken devir mutasavvıflardan ve evliyâlardandır.

İlahi Aşkla Göklere Yükseldi

Hazreti Mevlânâ, ilahi aşk sayesinde nasıl göklere yolculuk yapıldığını anlatıyor.

Mağarada Hapsolan Üç Arkadaşın Kıssası

 İyi niyet ve ihlas insanın davranışlarının temelini teşkil eder. Niyetsiz hiçbir ibadet olmayacağı gibi ihlastan uzak hiç bir amel de Allah’a ulaşmaz. Allah Te

Müstehabın Hükmü Nedir?

Müstehap, adap anlamına gelir. Müstehap; işlenmesi sevap olan, terk edilmesi günah olmayan şeylerdir. Peki İslam’da müstehabın hükmü nedir?

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.