MERHAMET

Suriyeli Minik Halil Türkiye'de Şifa Buldu

Kronik ishal hastalığı ile dünyaya gözlerini açan ve çektiği acılar nedeniyle sürekli ağlayan 2 yaşındaki Suriyeli Halil el-Haccı, ailesiyle geldiği Konya'da sa

Konik Evler Suriyelilere Yuva Oldu

Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan bir grup Suriyeli, tarihi Harran ilçesinde sahipleri tarafından kullanılmayan 250 yıllık konik kubbeli evle

Gönüllü Gençler Felçli Kadının Işığı Oldu

Erzincan'da bir evin bodrum katında yalnız yaşayan felçli Seyhat Cankut, bir grup gönüllü gencin destekleriyle evine yapılan engelli asansörü sayesinde evden çı

Yaşlılık Maaşını Biriktirip Camiye Bağışladı

Manisa'nın Demirci ilçesinde 85 yaşındaki Fadime Akkaya, mahallesinde inşaatı devam eden caminin yapımında kullanılmak üzere, biriktirdiği bir yıllık yaşlılık a

'iyilik Eli' İstanbul Sınırlarını Aştı

Oluşturduğu kütüphaneler ve gerçekleştirdiği etkinliklerle adından söz ettiren "Yarını Aydınlat Platformu" yaşlı, fakir ve engellilerin gündelik hayatlarına bir

Kaldırımda Uyuyan Suriyeli Çocuğun Hikâyesi

İstanbul Balat’ta çocuk doktoru Şükrü Hatun tarafından kaldırımda uyurken fotoğraf çekilen pembe montlu kız çocuğunun Suriyeli Suad olduğu ortaya çıktı. 5 yaşın

Sığınmacı Çocuklara 'süt Kuzusu' Projesi

İzmir'de 200'ü aşkın sivil toplum kuruluşu, Büyükşehir Belediyesince yürütülen "Süt Kuzu" projesinden sığınmacı ailelerin çocuklarının da faydalanması için giri

Kaş'ın Asırlık Pehlivanı Sırrını Açıkladı

Antalya'nın Kaş ilçesinde geliniyle yaşayan 108 yaşındaki Ali Kocaer'in hikayesi duyanları oldukça şaşırtıyor.

Nebahat Ninenin Engelli Oğluyla Zor Hayatı

Erzurum'da yaşayan 72 yaşındaki Nebahat Küçük, elleri ve ayakları tutmayan 46 yaşındaki oğluyla, tuvalet ve banyosu olmayan tek odalı evde hayatını sürdürmeye ç

Sığınmacıların "yusuf Babası" Yardıma Koşuyor

Ankara’nın Çubuk ilçesinde, 4 yıl önce parkta gördüğü bir Suriyeli ailenin durumundan etkilenerek sığınmacılara yardım için harekete geçen imam, ilçedeki Suriye

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.