KİM KİMDİR?

Ebu'l-âs İbni Rebî (ra) Kimdir?

Ebü'l-Âs İbni Rebî radıyallahu anh Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimizin ilk damadı... İslâm'dan önce kızı Zeynep ile evlenen dürüst, güvenilir bir

Zeynep Binti Muhammed (r.a.) Kimdir?

 Hazret-i Zeynep (r.a.) Resûlullah Efendimiz’in ilk kızı ve ikinci çocuğu... Kızlarının en büyüğü... Çocuk yaşta İslâm’la şereflenen ilk genç kız... İslâm’ın ve

Rukiyye Binti Muhammed (r.a.) Kimdir?

 Hazret-i Rukiyye (r.a.), Resûlullah Efendimiz’in ikinci kızı... Zâtü’l-Hicreteyn = İki hicret sahibi lakabına mazhar  çilekeş bir iman eri... Aile olarak kocas

Ümmü Gülsüm Binti Muhammed (r.a.) Kimdir?

 Ümmü Gülsüm (r.a.) Resûlullah Efendimiz’in üçüncü kızı... Mekke müşriklerinin şiddetli ambargoları altında büyüyen çilekeş bir genç... Annesi ve iki ablasının

Peygamber Efendimizin En Sevdiği Kişiler Kimlerdir?

 Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in en çok sevdiği kişiler kimlerdir?

Ümâme Binti Ebi'l Âs (ra) Kimdir?

 Hazreti Ümâme Ebi'l Âs radıyallahu anhâ Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem Efendimizin ilk kız torunu... Nübüvvet bahçesinin ilk çiçeği... Hazret-i Ali r

Ümmü Gülsüm Binti Ali (ra) Kimdir?

 Ümmü Gülsüm Binti Ali radıyallahu anhâ Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimizin ikinci kız torunu... Fikir ve düşüncelerini gayet açık ve net bir şeki

Safiyye (ra) Kimdir?

 Hazret-i Safiyye radıyallahu anhâ Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimizin sevgili halası... Hazret-i Hamza (r.a.)'ın kız kardeşi... Zübeyr İbni Avvam

Ümmü Fadl (ra) Kimdir?

 Ümmü Fadl radıyallahu anhâ Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimizin baldızı... Meymûne binti Hâris radıyallahu anhâ annemizin kız kardeşi... Efendimiz

Ümmü Haram Binti Milhan (ra) Kimdir?

 Ümmü Haram binti Milhan radıyallahu anhâ Rasûllullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimizin süt halası... İlk deniz seferine katılan, şehidlik özlemiyle yanan

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.