HAYATIMIZ

Mescid-i Aksâ Kedilerinin Babası

Ebu Eymen 70 yaşında genç bir delikanlı. Hem Aksa'nın çocuklarının dedesi, hem de kedilerin babası. Kudüs'e yolu düşen herkes Ebu Eymen'in sabah namazından sonr

Düzenin Yanlışlarından Nasıl Uzak Durulabilir?

Kurulu düzen, içerisinde yanlışa meylettirecek birçok sistemi de barındırır. Peki bir Müslüman düzenin kirli tarafından nasıl uzak durabilir? 

Güçlü Olmak İçin İslam'dan Taviz Verilir mi?

Özellikle iktisâdi güç elde etmek, manevi hedefleri pratiğe dökebilmede önemli bir etken olarak kabul edilir. Peki güçlü olmak için İslam'dan taviz verilir mi? 

İslâm'da İstişâre Heyetine Alınmayacak 3 Kişi

Hazret-i Ali -radıyallâhu anh- buyurur: “Şu üç kişiyi istişâre heyetine alma: Seni yoksulluğa düşmekle korkutarak iyilik yapmana mânî olan cimriyi. Büy

Hayattaki Zorluklara Karşı İki Yol

Yaşadığımız bu fânî hayat, ilâhî imtihan hikmetine binâen, bâzen kahır bâzen de lûtuf tecellîlerinin tezâhürüne sahne olmak­tadır. Asıl mârifet, irâdemizi Cenâb

Kötü Arkadaşlık Bütün Kötülüklerin Başıdır

İmâm Şâfiî Hazretleri buyurur: “Bir adam görünüşte ne kadar güzel ahlâklı olursa olsun, bile bile vicdansız ve kötü huylu adamları dost edinirse, ahlâksızlıkta

Müslüman, Kapitalizm'in Şerrinden Kendisini Nasıl Korur?

İslâm’ın hâkim değer olarak bulunduğu toplumlarda bile, diyelim Osmanlı’da Lâle Devri’nde, Müslüman, para ile buluştuğunda ayaklar kaymaya başlıyor. Peki bir Mü

Kapitalizm Hakiki Bir İslam Toplumunu Neden Kuşatamaz?

21. yüzyılın en istilacı sistemi şüphesiz ki Kapitalizmdir. Hristiyan toplumları içinde yayılan bu sistem , iktisâdî ve ictimâî sahada Müslümanların belini büke

İnsanı Sömürmeyen Tek Sistem; İslam

Kapitalizm ve Komünizm gibi şer akımlarının hayat ve iktisat anlayışıyla İslam'ın hayat ve iktisat anlayışı arasındaki fark nedir?

Ticarette Yanlış Yola Sapmak İslam'dan Çıkarabilir

Kapitalizm, bir kısım dindarların dahi daha çok kazanma uğruna yanlışa adım atmalarına neden oluyor. Osman Nuri Topbaş Hocaefendi, kapitalistleşen dünyada para

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.