HAYATIMIZ

Bu Manevi Fırsat Kaçırılmaz!

Ramazân-ı Şerîf bizler için Hakk’a yakınlık ve dostluğun müstesnâ vesîle ve fırsatları üzerinde yoğunlaşma mevsimidir. Hayırlarda acele etmek kadar, mânevî kaza

İlyas Aleyhisselâm'ın En Büyük Üzüntüsü

Cüneyd-i Bağdâdî Hazretleri der ki: “Dünyanın bir günü, âhiretin bin senesinden hayırlıdır. Çünkü dünyanın bir gününde rızâ-yı ilâhîyi tahsil etme imkânı vardı

Bu Kaçış Nereye?

Kişinin elinde doğru ve yanlışın, iyi ile kötünün sağlam ölçüleri olmadığında ahlakilik benliğin emrine giriyor ve neyin doğru neyin yanlış olduğunun karar merc

Müslümana Yakışan Vazife

Mü’min insan, hayatta daima olumlu bir rol oynama niyet ve kararlılığında olmalıdır. O bilmektedir ki, yapılan çalışmaları, gayretleri, fedakârlıkları ortaya ko

Müslüman Gıybet Etmez

Gönlümüz ve dilimiz, ilâhî hikmet ve esrârını yansıtan bir ayna olursa; oradan bütün mahlûkâta karşı şefkat, merhamet, lütuf, af, güzellik ve ihsanlar yayılır.

Kadir Gecesi Uyanık Olanlar Ne Kazanacak?

Bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesinin zamanı ve alametleri, Kadir Gecesinin neden gizlendiği ve Kadir Gecesini nasıl ihya etmeliyiz? İşte cevabı...

Kadir Gecesi'nin Kadrini Bilir Misin?

Kadir Gecesi, Ümmet-i Muhammed’e mahsus, muazzam bir ikrâm-ı ilâhîdir. Âyet-i kerîmede bu gecenin bin aydan hayırlı olduğu beyân edilmiştir. Yani bu geceyi ihyâ

Bitmeyen İstekler

İnsan nefis taşıyan, nefsinin isteklerine muhatap olan ve o isteklere karşı zafiyet içinde olan bir varlıktır. Tûl-i emel dediğimiz şey insanın bitmek tükenmek

Bizi Müslümanca Ayakta Tutan Güç!

Kulluk olarak bizden beklenen şey, namaz ve oruç gibi ‘ibadet’ adı ile andığımız işlerdir şüphesiz. Ne var ki kulluk, onlarla sınırlı değildir. ‘İbadet’ de onla

Lokman Hakîm'in Hastalar İçin Tavsiyesi

Mü’min; insanları kötüleyen, lânetleyen, kötü söz ve çirkin davranış sergileyen kimse olmamalıdır. [1] Bu hususta Hak dostları, “Sakın yılanların zehirli diliyl

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.