Abidevi Şahsiyetler

Akşemsettin Hazretleri Fetihten Sonra Neden Kayboldu?

Akşemsettin Hazretleri İstanbul'un Fethi'nden sonra neden ortadan kayboldu? Akşemsettin Hazretleri'ne neden "Akşeyh" deniyor? Araştırmacı-Yazar Fahri

Akşemsettin Hazretleri Kimdir?

Akşemsettin Hazretleri kimdir? Akşemsettin Hazretleri’nin asıl adı nedir? Akşemsettin Hazretleri nasıl Fatih’in hocası oldu? Akşemsettin Hazretleri İstanbul’un

Hilafeti Osmanlı’ya Getiren Padişah

Sekiz yıllık kısa saltanatında ülke sınırlarını iki buçuk kattan fazla genişleten ve başta Mısır’ın fethi ile hilafetin Osmanlı’ya geçişi gibi büyük başarılara

Sami Efendi'nin Torunu Aile İçi Hatıraları Anlatıyor

Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı 26 Şubat 2013’te Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde Mahmud Sami Ramazanoğlu Hazretleri’ni anma programı düzenlenmişti. Bu programda, Sami Ef

Mahmud Sami Efendinin Manevi Yolculuğu

Mahmud Sami Ramazanoğlu Hazretlerinin, Adana’da pederi Müctebâ Efendi’nin yanında, daha sonra İstanbul'da Kelâmî Dergâhı’nda manevi eğitimini ikmâl ederek kendi

Mahmud Sami Ramazanoğlu'nun (k.s.) Hayatı

1892 - 1984 yılları arasında yaşayan 20. yüzyılın alim ve Allah dostlarından Mahmud Sami Ramazanoğlu Hazretleri'nin hayatı Semerkand TV'de yayınlandı. 

Sami Efendi’nin Sözleri

Altın Silsile’den Mahmud Sâmi Ramazanoğlu Hazretleri’nin hikmetli sözleri.

Türkiye'de Allah Dostları Haritası

Türkiye'de her il sınırı içerisinde en az bir makamı veya kabri olan Allah dostları, veliler, evliyalar vardır. Onlardan birinin kabrini ziyaret etmek bizim dün

Hammâmizâde İsmâil Dede Efendi Kimdir?

İsmâil Dede Efendi kimdir? Mevlevi dedesi ve klasik Türk mûsikisinin son temsilcisi Türk Bestekarı Hammamizade İsmail Dede Efendi’nin hayatı.

Türkiye'nin İlk İmam-Hatip Okulu'nun Müdürü ve Öncüsü Mahmut Celalettin Ökten

İlmi bilgisinin yanında başarılı öğretim metotları sayesinde "Celal Hoca" olarak anılan Türkiye'nin ilk İmam-Hatip Okulu'nun Müdürü Mahmut Celalettin

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.