İmam Ebu Hanife’nin Öğrencilerine Tavsiyeleri

İmam-ı Azam talebelerine neler tavsiye etmiştir? İmam Ebu Hanife’nin talebelerine öğütleri...

İmam-ı Azam Ebu Hanife Hazretleri’nin talebelerine tavsiyeleri...

İMAM EBU HANİFE’NİN TALEBELERİNE TAVSİYELERİ

  • Herkese mertebesine göre itibar et. Şeref ehline ikramda bulun.
  • İlim ehlini büyük tanı. Üstadlara hürmet göster.
  • Gençlerle gönül alıcı latîfe yap.
  • Avamla yakından görüş.
  • Fâcirlere müdârât / idare edici muâmele göster.
  • Hayırlı kimselerle arkadaşlık yap.
  • İdarecilere lâkaytlık gösterme.
  • Kimseyi hakir görme!
  • Mürüvvette kusur etme, sırrını kimseye açma.
  • Denemedikçe kimsenin dostluğuna güvenme.
  • Alçak ve hasis kimselerle dost olma.
  • Hoşa gitmeyen bir şeye alışma! Sefihlerle düşüp kalkma!
  • Hoş geçin. Sabırlı ve mütehammil ol. Güzel ahlâklı, geniş yürekli, deryâ gönüllü ol.
  • Kalbin gibi elbisen de temiz olsun ve bir de yeni olsun. Binek atın iyi olsun. Güzel kokular kullan...
  • Yemek yedirmekte çok cömert ol, herkesi doyur.

Bil ki;

  • Bahîl ve cimri kimse asla başa geçip efendi olamaz.
  • Seni ziyaret edenleri de, etmeyenleri de sen ziyaret et. Sana ister iyilik yapsınlar ister kötülük, sen herkese, dâimâ iyilik yap! Her vakit iyilikte bulun.
  • Affet, bazı şeylere göz yum!
  • Sana eziyet veren şeyi terk et, hakkı yerine getirmeye çalış!
  • Hoş geçinmek gereken yerde müdârât / idare edici muâmele yapmayan akıllı sayılmaz.
  • İnsanlara, onların yapmaya alışık olmadıkları bir şeyi teklif etme! Onların beğendikleri şeyi sen de beğen. Onlara dâimâ iyi niyet göster.
  • Doğruluk üzere ol! Kibri bir yana bırak!
  • Sana gadretseler de sen gadretme!
  • Sana hıyânet etseler de sen emâneti yerine getir.
  • Vefâdan ayrılma.
  • Takvâya sarıl.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hidayet Rehberleri, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

İMAM EBU HANİFE KİMDİR?

İmam Ebu Hanife Kimdir?

İMAM-I AZAM'IN TİCARET HAYATI NASILDI?

İmam-ı Azam'ın Ticaret Hayatı Nasıldı?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.