Kaç Çeşit Şehit Vardır?

Kaç türlü şehit vardır? Herkes şehit olabilir mi? Ölen bir kişinin şehit olduğunu nasıl anlarız?

Şehitler üç gruba ayrılır:

KAÇ ÇEŞİT ŞEHİT VARDIR?

  1. Hem Dünya, Hem de Ahiret Bakımından Şehit

Bu durumda olan şehitler yıkanmaz, üzerlerindeki elbiseleri çıkarılmaz. Öylece namazları kılınarak gömülürler. Şehidin kefeni sırtındaki elbisesidir. Ancak üzerlerinde bulunan ve kefen cinsinden olmayan palto, kalpak, ayakkabı ve silah gibi şeyler çıkarılır. Elbisesi, örtünmesi gereken yerlere eksik gelirse tamamlanır.

Bunlar, şehidlere uygulanan dünyaya ait hükümlerdir. Bunların, yıkanmadan cenaze namazlarının kılınıp elbiseleri ile gömülmeleri için kendilerinde altı şartın bulunması gerekir. Bu şartlar şunlardır: “Müslüman olmak, ergenlik çağına gelmiş bulunmak, ayhali, lohusa ve cünüp olmamak ve ölümüne sebep olan yarayı aldıktan sonra hayattan yararlanmadan hemen ölmüş olmak.

Bu şartlardan biri eksik olursa şehid yıkanır ve kefene sarılır:

a) Savaşta kâfirler tarafından öldürülen,

b) Üzerinde yara izi olup, savaş alanında ölü bulunan,

c) Müslümanlar tarafından haksız yere öldürülen,

d) Asi ve yol kesenlerin öldürdüğü kimseler.

Hem dünya, hem de ahiret hükümleri bakımından şehittirler. Malını, namusunu, canını ve diğer Müslümanları müdafaa ederken öldürülenler de böyle şehittir.

  1. Ahiret Bakımından Şehit

Bunlar, yukarıda saydığımız şartlardan bazılarının eksik olması sebebiyle yıkanıp kefene sarılan ve ahiret itibariyle şehit olanlardır.

Bunlar, kâfirlerle veya asi ve yol kesicilerle savaşırken yaralandıktan sonra hemen ölmeyip yemek yiyen, su içen, uyuyan, tedavi edilen, savaş alanından başka bir yere nakledildikten sonra ölen, çokça konuşan, alışveriş eden veya aklı başında olduğu hâlde üzerinden bir namaz vakti geçtikten sonra ölenlerdir.

Boğularak, yanarak, bir yıkıntı altında kalarak ölenler, aile ve çocuklarının geçimini sağlamak için helal yoldan çalışıp kazanırken ölen kimseler ile ilim yolunda ölenler de şehittir.

  1. Dünya Hükümleri Bakımından Şehit

Bunlar münafık olduğu hâlde Müslüman görünen ve Müslümanların yanında savaşırken öldürülen kimselerdir. Bunlar da görünüşe nazaran yıkanmadan namazları kılınarak elbiseleri ile gömülürler. Ancak inançları olmayıp sadece dünyevi maksatlar için savaşarak öldüklerinden, ahirette, hakiki şehitlere verilecek mükâfattan mahrum kalırlar.

Kaynak: İslam İlmihali, Diyanet

İslam ve İhsan

ŞEHİTLİK NEDİR? ŞEHİTLİK İLE İLGİLİ HÜKÜMLER NELERDİR?

Şehitlik Nedir? Şehitlik ile İlgili Hükümler Nelerdir?

HANGİ ÖLÜM ŞEHİTLİKTİR?

Hangi Ölüm Şehitliktir?

ŞEHİTLİK İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER

Şehitlik İle İlgili Ayet ve Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.