
Kâ‘b b. Mâlik (r.a.) İlahî Affa Nasıl Mazhar Oldu?
Kâ‘b bin Mâlik (r.a.) doğruluğu seçti, affa mazhar oldu. Peki ya geride kalanlar?
Kâ’b bin Mâlik -radıyallâhu anh-, Allah Rasûlü’nün bütün seferlerine iştirâk etmişti. Tebük Seferi’ne iştirâki ise, bugün-yarın derken gecikmişti. Bu arada ordu gitmiş, Kâ’b da Medîne’de kalmıştı.
K‘B b. MÂLİK (R.A.) İLAHÎ AFFA NASIL MAZHAR OLDU?
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- seferden döndüğünde herkes bir mâzeret ileri sürerken, o ve birkaç sahâbî doğruyu söyleyerek Allah’tan affını talep etti. Tevbelerinin kabûl edildiğini haber veren âyet-i kerîme tam elli gün sonra nâzil oldu. Bu zaman zarfında çok büyük sıkıntılar çektiler. Dünya, bütün genişliğine rağmen onlara dar gelmişti. Fakat samîmiyetle tevbe etmelerinden ötürü ilâhî affa mazhar oldular. Doğruluğa sarılarak kusûrunu îtirâf eden Kâ’b bin Mâlik -radıyallâhu anh-, sadâkatinden gördüğü faydayı şöyle anlatır:
“Allâh’a yemin ederim ki, İslâm ile şereflendirdikten sonra Cenâb-ı Hakk’ın bana verdiği en büyük nîmet, Peygamber Efendimiz’in huzûrunda doğruyu söylemek, böylece yalan söyleyenlerle birlikte helâk olmaktan kurtulmaktır. Çünkü Allah Teâlâ, Tebük Seferi’ne katılmayıp da yalan söyleyenler hakkında, onların hazîn âkıbetini bildiren şu âyetleri vahyetti:
«…Onlardan yüz çevirin, çünkü onlar necistirler. İrtikâb ettikleri günâhın cezâsı olarak varacakları yer cehennemdir. Kendilerinden râzı olasınız diye de size yemin ederler. Siz onlardan râzı olsanız bile, Allâh o fâsıklardan asla râzı olmaz.» (et-Tevbe, 95-96)” (Buhârî, Megâzî, 79)
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları
YORUMLAR