İsrail Refah'taki Tek Engelli Merkezini De Bombaladı

İsrail hafta sonu Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda, sivillerin yaşadığı yüzlerce konutun yanı sıra Refah kentindeki tek engelli merkezi olan Engelliler Konfederasyonunun yer aldığı binayı da hedef aldı.

İsrail, hafta sonu Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda, sivillerin yaşadığı yüzlerce konutun yanı sıra Refah kentinde engellilere hizmet veren tek merkez olan Engelliler Konfederasyonunun yer aldığı binayı da vurdu.

İsrail savaş uçaklarının pazar günü Refah kentine düzenlediği hava saldırılarında birçok ofis, eğitim kurumları ile kentin tek engelli merkezinin yer aldığı 6 katlı bina yerle bir oldu. Saldırı sonucu engelli merkezinin yan dairesindeki İngilizce Dili Eğitim Merkezinin sahibi öğretmen Ali Abdulcevad (51), binanın zemin katındaki kafede çalışan Musa Muamme (34) ve Hani Ebu Şaar (37) şehit oldu.

Refah kentindeki Engelliler Konfederasyonu Başkanı Yasemin Abid, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail'in Engelliler Konfederasyonu Merkezinin de yer aldığı binayı bombalamasından hemen önce ofisten ayrıldığını ve halen ölümden kıl payı kurtulmanın şaşkınlığını yaşadığını belirtti.Olayın şokunu üzerinden atamayan Abid, "Bombardımandan yarım saat önce binadan ayrıldım. Dolayısıyla devamlı bombardımana maruz kalanların yerinde olduğumu hayal ediyorum." diye konuştu.

"TÜM ENGELLİLER İÇİN YAŞAM HİZMETİ SAĞLIYORDU"

Engelliler Konfederasyonu Merkezinin sadece 3 ay kadar önce kurulduğuna dikkati çeken Abid, merkezin ve bulunduğu binanın şu andaki haline halen inanamadığını ifade etti.

Binanın enkazında incelemelerde bulunan Abid, "Bu merkez, Refah kentinde engellilere hizmet eden ve en azından ihtiyaçlarının bir kısmını karşılayan tek merkezdi. Merkez, Büyük Dönüş Yürüyüşü gösterilerinde yaralanarak sakat kalanlar başta olmak üzere tüm engelliler için yaşam hizmeti sağlıyordu." dedi.

Abid, İsrail'in herhangi bir hedefin bulunmadığı binayı vurmasının kendilerini şoke ettiğini belirterek, "Bina bombalanmadan kısa süre önce içeride çok sayıda engelli bulunuyordu. Eğer engelliler içeride olsaydı bu bir katliam olurdu. Halen olanlara inanamıyoruz." ifadelerini kullandı.

İsrail'e "Bu binayı neden bombaladınız?" sorusunu yönelten Abid, Refah kentindeki yaklaşık bin engellinin merkezin hizmetlerinden yararlandığını söyledi.

"ENGELLİLER İSRAİL TARAFINDAN GEREKÇESİZ BİR ŞİDDETE MARUZ KALIYOR"

Engellilerin kendilerine hizmet sunan tek merkezden de yoksun kaldığına işaret eden Abid, şöyle devam etti:

"İsrail'i sivillerin yanı sıra içinde bir eğitim kurumu bulunan bu alanı hedef almaya iten nedir bilmiyoruz. Nitekim saldırılarda bir öğretmen olan Abdulcevad şehit oldu. Hemen alt katımızda yine iki kişinin şehit olduğu kafe ve daireler vardı."

Yasalar gereğince engellilerin saldırılara karşı korunmaları gerektiğinin altını çizen Abid, "Engelliler İsrail tarafından gerekçesiz bir şiddete maruz kalıyor. Bu şiddetin ahlaki veya hukuki bir nedeni yok." dedi.

"BU MERKEZ TEHLİKE Mİ TEŞKİL EDİYORDU?"

Büyük Dönüş Yürüyüşü gösterilerinde İsrail askerlerinin kurşunuyla ayağını kaybeden ve koltuk değneklerine mahkum olan Basim ed-Dahni ise İsrail'in Filistin halkına yönelik işlediği suçlara birçok kez tanık olduklarını ifade etti.

Dahni, "Barışçıl gösterilerde bize silah doğrultup sakat kalmamıza neden olan işgalcilerin engellilere hizmet veren bir merkezi hedef alması beni şaşırtmadı. Sakat kalmamıza neden olanların merkezlerimizi bombalaması garip değil. En çirkin ve en tehlikeli suçları işlemek onlar için çok kolay." diye konuştu.

Uluslararası topluma seslenen 33 yaşındaki Filistinli, "Ey dünya, işgalcilerin ne yaptığına tanık olun. Bu merkez tehlike mi teşkil ediyordu?" diye sordu.

İsrail'in hafta sonu Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda, ikisi hamile 3 kadın ile 2 bebeğin de aralarında bulunduğu 25 Filistinli şehit olmuş, 150 Filistinli yaralanmıştı.

Gazze'deki Bayındırlık ve İskan Bakan Yardımcısı Naci Serhan, İsrail'in saldırıları sonucu 100'den fazla apartman dairesinin yıkıldığını, 700'ünün de hasar gördüğünü açıklamıştı.

Filistinli direniş gruplarının Gazze'den İsrail tarafına attığı roketler nedeniyle de 1'i Filistin asıllı 4 İsrailli ölmüştü.

Mısır ile Birleşmiş Milletler ara buluculuğunda, pazartesi günü erken saatlerde Filistinli direniş grupları ile İsrail arasında ateşkes sağlanmıştı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.